Home / Süleyman GÖKSU (page 7)

Süleyman GÖKSU

RESULULLAH EFENDİMİZİN ŞEFAATI

Resulullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kıyamet günü geldiği zaman insanlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak karışacaklar. Sonra Âdem Aleyhisselâm’a gelerek: ‘Zürriyetine şefaat et!’ diyecekler. Adem Aleyhisselâm: ‘Ben ona ehil değilim, lâkin siz İbrahim Aleyhisselâm’a gidin; çünkü o Halilullâh’tır’ diyecek. Bunun üzerine İbrahim Aleyhisselâm’a gelecekler. O da: ‘Ben buna …

Devamı... »

FAKİRLER ZENGİNLERDEN ÖNCE CENNETE GİRER

Ebu Said el-Hudri (radıyallâhü anh) anlattı: Ashab-ı Suffe’den bir topluluğun arasına oturmuştum. Onlardan kimisi, elbisesi kısa olduğundan diğer arkadaşının arkasına oturarak onunla örtünüyordu. İçimizden birisi de bize Kur’ân-ı Kerim okuyordu. Bu sırada Resulullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) teşrif buyurdu. Biz onun geldiğinden habersiz idik. Baktık ki Resulullah başımızda ve …

Devamı... »

İSLAM ADALETİNİN KALPLERİ FETHİ

Müslüman devletler kendilerine tabi olan gayr-i Müslimlerden cizye adıyla cüz’i bir vergi alır, bunun mukabilinde de onları himaye ederlerdi. Şayet bunların memleketlerine bir taarruz vuku bulursa Müslümanlar derhal ordu ile o taarruzu def ederek, onları himaye ederlerdi. Onları böylece himaye etmedikçe kendilerinden cizye almazlardı. Yermük Harbi sırasında İslâm ordusu belli …

Devamı... »

HZ. ALİ’Yİ AĞLATAN OLAY

Hz. Ali bir gün evinde oturuyordu. Kapı çalındı. Hz. Ali kalkıp kapıya baktı. Komşularından biri gelmişti. Komşusu ona selam verdi. O da onun selamına cevap verdi. Sonra Hz. Ali komşusuna: -Ne istiyorsun? Diye sordu. Komşusu utanarak: -Şu kadar paraya ihtiyacım var. Bana borç para verir misin? Dedi. Hz. Ali eve …

Devamı... »

SEBE ÜLKESİNİN İBRETLİ HİKÂYESİ

Hükümdar Sebe bin Yeşcüb’ün beldesi, Sebe-Merib (Yemen) Sana’ya yakın, suyu ve havası gayet tatlı bir yerdir. Merib halkı burada binlerce kasaba ve köy inşa ettiler. Yollar her türlü tehlikeden emindi. Akrep ve yılan gibi tehlikeli hayvanlar ve haşereler bulunmadığı gibi dışarıdan gelenlerin üzerindeki bit ve pireler dahi telef olup giderdi. …

Devamı... »

UYKUSUZLUK VE ÇARELERİ

Bugün, farklı bir konuda uzmanların görüşlerini sizlere aktarmak istiyorum. Uyku, günlük faaliyetle yorulan bedenin ve beynin dinlenmesi için bir ihtiyaçtır. Sinir ve etlerimiz, harcadıkları kuvveti ancak uykuda kazanırlar. Çünkü uyku esnasında kalp, uyanık bulunduğumuza nazaran daha az atar, nefes daha seyrektir; vücutta her türlü sarfiyat azdır; etler yumuşamış, hassasiyet azalmıştır. …

Devamı... »

TEBÜK GAZASI

Tebük Gazası hicretin dokuzuncu senesinde Doğu Roma (Bizans) Devleti’ne karşı yapılmıştır. Sıcak ve kuraklıktan dolayı halkın geçim darlığı içinde oldukları bir zamana rastladığı için bu gaza “Gazvetül-Usre” diye de anılır. Müslümanlar her türlü sıkıntılarına rağmen mallarını Allah yolunda infak ettiler. Ebubekr-i Sıddık Hazretleri malının tamamını, Hazret-i Osman çok büyük bir …

Devamı... »

“SALİH KİMSEDE HAYIRLI MAL NE GÜZELDİR”

Zengin bir adam, üzerinde (kıymetli) bir cübbe ile Resûlullâh’ın meclisine geldi ve oturdu. Sonra elbiseleri eski biri gelip o zenginin yanına oturdu. Zengin, elbisesini toplayarak oradan kalktı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Şu yaptığın sırf Müslüman kardeşini beğenmediğinden midir? Yoksa senin zenginliğinden ona bir şey geçeceğini, yahut onun fakirliğinden sana bir şey …

Devamı... »

MELEKLERE İMAN

Melekler, ruh gibi latif, nurdan yaratılmış, Allâhü Teâlâ’nın bir kısım varlıklarıdır. Meleklerin bir kısmı daima ibadetle ve zikir ile meşguldür. Bir kısmı da yerde ve göklerde başka vazifeler ile meşgul bulunur. Meleklerde yemek, içmek, evlenmek, doğmak ve doğurmak yoktur. İstedikleri suretlere girebilirler. Allâhü Teâlâ’nın emirlerine asla isyan etmezler. Meleklerin var …

Devamı... »

SILA-İ RAHİM

1- Kişi akrabasını arada bir ziyaret edip, onların hal ve hatırlarını sormalıdır. Habib-i Ekrem Efendimiz (s.a.v): “Ey Ebu Zer zaman zaman ziyaret et ki muhabbet artsın.” buyurmuşlardır. O halde akrabaya mümkün ise, haftada bir veya ayda bir yahut yılda bir kere ziyarete gitmelidir. Ziyaret mümkün değilse onlara hediye veya mektup yahut …

Devamı... »