Sakat ve hasta olanlarla alay etmemeli, kahkaha ile gülmemeli, tavırlarıyla, hal ve hareketiyle ve diliyle akranlarını küçük görmemelidir. Arkadaşının kendisinden istediği bir şeyi vermeli, İzinsiz olarak birisinin velev ki bir çöpünü almamalı, Arkadaşının elde edeceği bir şeye, refaha vesaire nimetlere gizli veya aşikâr mani olmamalı, İşlerinde sefihçe ve ihmalkâr davranmamalı, …
Read More »Classic Layout
ENDERUN ADAB-I MUAŞERET KAİDELERİ -1-
Enderun Mektebi, Sultan İkinci Murat Han tarafından idare ve askeriyede istihdam olunacak mümtaz bir kadronun yetiştirilmesi için kurulan saray mektebidir. Enderun’daki adab-ı muaşeret kaidelerinin bazıları: Padişahın huzurunda laubali ve edebe aykırı bir şekilde durulmamalıdır. Soğan, sarımsak, pastırma gibi ağır kokulu yiyeceklere çok fazla rağbet etmemeli; ihtiyarlardan evvel yemeğe başlamamalı, yemeği, …
Read More »DÜNYADA SELAMET VE HUZURUN ŞARTLARI
Hatem-i Esam (k.s.) Hazretleri, Bağdat’a geldiğinde halk etrafına toplandı ve: “Sen Arap olmadığın halde konuştuğun herkesi mağlup ediyorsun, bu nasıl oluyor?” diye sordular. Dedi ki; “Bende üç haslet var, bunlar sayesinde hasımlarıma galip gelirim: Hasmım doğruyu bulunca sevinirim, hataya düşünce üzülürüm. Hasmımı cahil görmekten çekinirim” dedi. Bu söz Ahmed bin …
Read More »“İNSAN, İHSANIN KULUDUR”
Ülfet ve muhabbetin sebeplerinden birisi de ihsandır. İhsan: Bir maksat ve karşılık beklemeksizin malını güzel ve dinin emrettiği yahut tavsiye ettiği yere sarf etmek, harcamaktır. İnsanlara ihsanda bulunmak, ihtiyaçlarında yardım etmek muhabbete vesile olur. Cenâb-ı Hak “İyilik ve takva hususunda birbirinizle yardımlaşınız.” mealindeki Mâide suresinin 2. Ayet-i celilesi ile kullarını …
Read More »DÖRT MEZHEP RAHMETTİR
Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’ın amelde dört büyük (Hanefî, Malikî, Şafiî ve Hanbeli) mezhebi, Müslümanlar hakkında bir ilahi rahmettir. Bunlar edille-i erbaadan (Kitap, sünnet, icma ve kıyas-ı fukahadan) dinî hükümleri çıkarmış, Müslümanlara takip edecekleri yolu açıkça göstermişlerdir. Bu mezheplerden birine uyan bir Müslüman, Peygamberimizin yolunda bulunmuş olur. Bu pek muhterem müçtehitlerin hepsi …
Read More »ASHAB-I KİRAM’DAN EBU ZERR’İN VEFATI
Ebu Zer Hazretleri, ilk iman edenlerin beşincisidir. Resul-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri: “Allâhü Teâlâ, bana dört kişiye muhabbet eyle, diye buyurdu ve onları sevdiğini haber verdi.” buyurunca: “Onlar kimlerdir?” diye sordular -üç kere- “Biri Ali’dir” dedikten sonra diğerlerini süratle saydı ve “Ebu Zer, Mikdad ve Selman’dır.” buyurdular. Ebû …
Read More »“LEZZETLERİ YIKAN, ÖLÜMÜ ÇOKÇA ANINIZ”
Dünya saadeti fani, ahiret mülkü ve devleti ise bakidir. Resulullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Eğer dünya tükenecek altın, ahiret ise hiç tükenmeyecek toprak olsa elbette ahireti dünya üzerine tercih ederdim” buyurmuşlardır. Hadis-i şerifte: “(Dünya’da) Allâh’ı zikir, ilim öğrenen ve öğreten hariç dünya ve içindekiler mel‘ûndur (yani Allâhü Teâlâ’dan uzaktır)” …
Read More »RESULULLAH EFENDİMİZİN ŞEFAATI
Resulullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kıyamet günü geldiği zaman insanlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak karışacaklar. Sonra Âdem Aleyhisselâm’a gelerek: ‘Zürriyetine şefaat et!’ diyecekler. Adem Aleyhisselâm: ‘Ben ona ehil değilim, lâkin siz İbrahim Aleyhisselâm’a gidin; çünkü o Halilullâh’tır’ diyecek. Bunun üzerine İbrahim Aleyhisselâm’a gelecekler. O da: ‘Ben buna …
Read More »FAKİRLER ZENGİNLERDEN ÖNCE CENNETE GİRER
Ebu Said el-Hudri (radıyallâhü anh) anlattı: Ashab-ı Suffe’den bir topluluğun arasına oturmuştum. Onlardan kimisi, elbisesi kısa olduğundan diğer arkadaşının arkasına oturarak onunla örtünüyordu. İçimizden birisi de bize Kur’ân-ı Kerim okuyordu. Bu sırada Resulullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) teşrif buyurdu. Biz onun geldiğinden habersiz idik. Baktık ki Resulullah başımızda ve …
Read More »İSLAM ADALETİNİN KALPLERİ FETHİ
Müslüman devletler kendilerine tabi olan gayr-i Müslimlerden cizye adıyla cüz’i bir vergi alır, bunun mukabilinde de onları himaye ederlerdi. Şayet bunların memleketlerine bir taarruz vuku bulursa Müslümanlar derhal ordu ile o taarruzu def ederek, onları himaye ederlerdi. Onları böylece himaye etmedikçe kendilerinden cizye almazlardı. Yermük Harbi sırasında İslâm ordusu belli …
Read More »