Home / Köşe Yazıları / 28 ŞUBAT KADINLARI

28 ŞUBAT KADINLARI

Spread the love

Takvimler 28 Şubat 1997’yi gösteriyordu. O gün olağandan uzun süren 9 saatlik MGK toplantısında alınan kararlar, toplumda derin yaralara yol açmıştı. MGK’da alınan kararlar bir bildiriyle, Hükümete diretilmişti.

Başörtüsü, siyasi bir simge olarak görülüyordu. Malum çevreler, Türkiye’de irtica tehlikesi olduğu yaygarası çıkarmaya başladılar. İstanbul Üniversitesindeki uygulamaya başlanan başörtüsü yasağı, diğer Üniversiteler de uygulanmaya başladı. Adeta, yargısız, infaz yapılıyordu. Umudun kırıldığı, hayallerin yorulduğu günlerin hikayesi başlıyordu. İnsan haklarına tamamen karşı olan bu yasağa, öğrenciler, kanunlar çerçevesinde direniş gösteriyorlardı. Hak arama, dalga dalga yayılıyordu. Beyaz bir yürüyüştü zulme direnmek. Öğrenciler, toplumun her kesiminden önemli ölçüde destek görüyorlardı. İnsan Hakları Aktivisti, Şanar Yurdatapan’ın ifade özgürlüğü sadece ne dediğiniz ile ilgili değil, ne giydiğiniz ya da giymediğinizle de alakalıdır, sözleri toplumda büyük bir ilgi ile karşılanmıştı.
TRT’nin hazırladığı 28 Şubat Kadınları Belgeseli, bu zaman sürecinde yaşananları tüm ayrıntıları ile anlatmaktadır. TRT’nin belgeseli, 28 Şubatın sadece bir siyasi mesele değil, aynı zamanda insani bir mesele olduğunu göstermek açısından da önemli. 28 Şubat darbesi, 1969’da siyaset sahnesine çıkan Millî Görüş hareketinin temsilcisi olan Refah Partisi’ne karşı gerçekleştirilmişti. Daha önce, darbe şartlarında iki partisi kapatılan bu siyasi hareketin hangi şartlarda büyüyüp iktidara geldiği, bu darbenin hangi sebeplerle uygulamaya konduğu, belgeselin esas eksenini teşkil ediyor.
28 Şubat darbesi, demokrasiyi kesintiye uğratan bir müdahaleydi. Seçilmiş hükümete yönelik bu müdahale, hedefe oturtulan siyasi hareketin parlamento temsiliyle yetinmeyip bir toplumsal kesimi de terbiye etmeyi amaçlıyordu. Toplumsal ve siyasal düzlemden sürülmek istenen ideolojik çizginin en görünür hâli olarak görülen başörtüsünün yasaklanması da bu amacın bir parçasıydı. Fakat bu yasak, kökü 1960’lara kadar giden bir siyasal refleksti. Bu bölüm, başörtüsü yasağının köklerine giden bir tasviri içermektedir. Mağdurlar, süreç zarfında hakkını arayacak bir makam bulamıyordu.
Başörtüsü yasağı, ardında acılar, dramlar, kırık hikayeler bırakarak son bulur. Yasağı kaldıran, AK Parti iktidarıdır. Dizinin son bölümü, hem bu yasağın kaldırılmasına ilişkin süreci, hem de yasağın bıraktığı derin izleri anlatıyor. Bölümün bir diğer başlığı da, yasaklarla işlerinden, okullarından ve genel anlamda sistemden uzaklaştırılan başörtülü kadınların ‘dönüş hikayeleridir.
Netice olarak TBMM’de, kamu kurumlarında ve okullarda başörtüsü yasağının kaldırılması özgürlükler anlamında önemli bir gelişmedir. Bu yaşananlar, Ülkemizin nerden nereye geldiğini göstermektedir.
Atatürk: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözü ile önemli bir gerçeği ifade etmiştir.

About Süleyman GÖKSU

BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?

Hain darbeciler…

Spread the love 12 Eylül 1980 öncesinde, Koalisyon Hükumetleri iş başında oldular.Ülkemiz hiç iyi yönetilemedi. …

Bir yanıt yazın