Classic Layout

SON GÜN BUGÜN OLSA

Yaşam bir rüya Acısıyla tatlısıyla bir hatıralar manzumesi Bir varmış bir yokmuşlar deryası Dün kimler vardı bugün yoklar Ne ulaşılmazlar vardı bugün Fatiha’ya hasretler Sayılı günleri iyi değerlendirmektir yaşamak Geride enkaz bırakmamak gönüller yapmaktır marifet Bugün son gündür her fani için Her günün tekrar yoktur Her şeyin telafisi var zamanın …

Read More »

BÜTÜN OYUNLAR BU MİLLETİN ÜZERİNE

Dünyadaki bütün şer güçlerin ortak bir hedefi var. O da önce Türkleri sonra da Müslümanları yok etmek! Türkleri yok ettiklerinde Müslümanları da yok edeceklerini bildikleri için Bütün senaryoları bu coğrafya üzerinden yapmaktadırlar. Önce insanımızın inanç ve manevi değerleri yok edilmeye çalışılıyor. Geleceğin teminatı olan gençlik elden çıkartılmaya arzulanıyor. Onun için …

Read More »

ÇOK KONUŞAN ÇOK YANILIR

Müslüman, konuşurken sesini yükseltmemelidir. Çünkü seslerin en çirkini yüksek olanıdır. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Yürüyüşünde mu’tedil ol (mütevazı ve orta bir yürüyüşle yürü), sesini yükseltme, bağırma…” (Lokman suresi, 19. Ayet) buyurmuştur. Çok konuşmaktan kaçınmalıdır. Zira çok söz yalansız olmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Çok konuşanın hatası çok olur. Hatası çok olanın günâhı çok …

Read More »

HAREMEYN-İ ŞERİFEYN’E SURRE GÖNDERİLMESİ

Surre, her sene Hac mevsiminden önce Haremeyn-i Şerifeyn’in (Mekke ve Medine) eşrafına, ahalisine ve muhtaçlarına gönderilen hediyelerdir. Haremeyn-i Şerifeyn ahâlîsine ilk defa Abbâsî halîfelerinden “Muktedir Billah” surre göndermiştir. 1389 senesinde Osmanlı sultanlarından Haremeyn-i Şerifeyn’in şerif ve seyyidlerine, alim ve hademelerine ilk olarak Edirne’den 80.000 altın surre gönderen Gazi Yıldırım Bayezıd …

Read More »

HERKES ÜZERİNDE MUHAFIZ MELEKLER VARDIR

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Her mü’mine onu gücünün yetmeyeceği tehlikelerden korumak üzere yüz altmış melek vazifelendirilmiştir. Bunlardan yedi melek, sıcak günde bal kasesini sineklerden korur gibi gözü zararlardan korur. Eğer siz şeytanları görebilseydiniz, her yerde onları ellerini ve ağızlarını açmış oldukları halde insanlara zarar vermek için beklediklerini görürdünüz. Eğer kul kendi başına …

Read More »

NAMAZIN ANAHTARI: ABDEST

Abdestin farzları dörttür: 1- Yüzünü (alnının başlangıcından çenesinin altına ve bir kulağının yumuşak yerinden diğer kulağının yumuşağına kadar) yıkamak. 2- Ellerini kollarına doğru dirsekleri ile beraber yıkamak. 3- Başının dörtte birini mesh etmek. Yani elini ıslatıp başına sürmek. 4- Ayaklarını topukları ile beraber yıkamak. Sünnet üzere abdest şöyledir: Besmele ile …

Read More »

OTUZ İKİ FARZI BİLMEK…

Otuz iki farzı ve dinin zaruri meselelerini bilip inanmak herkese farz-ı ayındır. Dînin zaruri meselelerinin en büyük rüknü imanın şartlarıdır. Bunlarda şüphe caiz değildir. Zira şüphe olan yerde iman bulunmaz. Çocukluğundan itibaren dünya işleri ile meşgul olup dinine âit îman ve amel bilgilerini öğrenmeye vakit ayıramayanlar -Allah muhafaza- bu cehaletle …

Read More »

KUR’ÂN-I KERİM’İ TECVİD İLE OKUMALIDIR

Her Müslüman’ın namazı caiz olacak kadar Kur’ân-ı Kerim’den Sure veya Ayet ezberlemesi farz-ı ayın olduğu gibi namazının bozulmaması için Kur’ân-ı Kerim’i lahn-i celiden yani harf, hareke yahut sükûn hatasından kurtaracak kadar tecvid bilmesi ve ona riâyet etmesi de farz-ı ayındır. Lahn-i hafi (harfleri hatalı olarak kalın yahut ince okumak, idgâmı …

Read More »

ŞEYTANIN İNSANI ALDATMASI

Kur’ân-ı Kerim’de Haşr suresinin 16 ve 17. Ayet-i kerîmelerinin tefsirinde münafıkların hali, şeytanın insanı aldatmasına benzetiliyor: Hani, bir vakit (şeytan) insana küfret demişti -bir âmir vaziyyetinde onu küfre teşvik etmişti. O insan küfredince de şeytan çekilivermiş “Haberin olsun, ben senden beriyim (uzağım). Yani senin bulaştığına bulaşmam, mesuliyyetine iştirak etmem. Çünkü ben …

Read More »

MAKBUL HACCIN MÜKAFATI CENNETTİR

Allâhü Teâlâ buyurdu ki (meâlen): “Şüphe yok ki, insanlar için ilk tesîs edilmiş olan mâbed, Mekke’deki o çok mübârek ve âlemler için hidâyet olan Beytullah (Kâbe-i Muazzama)dır. Onda açık âyetler (alâmetler), Makâm-ı İbrâhîm vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o …

Read More »