İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Pınar Özcan, “Meslektaşlarımız mesleklerini bırakıyor. İki eczaneden birisi kapatma tehlikesi ile karşı karşıya” dedi.
Edinilen bilgiye göre; Eczacıların kârlılık oranlarını belirleyen ilaç fiyat kararnamesinde temmuzda yapılan güncelleme, bu oranı iyileştirmeye yetmedi. 100 liraya kadar olan bir ilaçtan, daha önce yüzde 25 kâr eden eczacılar için bu oran yüzde 28’e çıktı. 200 liranın üzerindeki ilaçlarda ise yüzde 12’den yüzde 13’e yükseldi. Güncellemeyi yeterli bulmayan eczacılar, ülke genelinde iş bırakmaya karar verdi.
Türkiye’de yaklaşık 25 bin eczane bulunuyor. Eylem takvimini ilerleyen günlerde açıklayacak olan eczacılar, nöbetçi eczane sayısını arttırarak eczane hizmetlerini aksatmayacak.
İlaç fiyat kararnamesinin yeniden güncellenmesini isteyen İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Pınar Özcan, “Aksi takdirde eczacılar olarak ayakta kalamayacağız” dedi. Özcan, “Eczacıların kârını belirleyen TL baremi 13 yıl öncesine ait. 13 yıl önceki 10 TL, bugünkü 10 TL değil. Bizim kârımız her güncellemede eriyor. Her zamla bu kârın düşmesi, bizi kredi çekmeye itti. Meslektaşlarımız mesleklerini bırakıyor. İki eczaneden biri kapatma tehlikesi ile karşı karşıya. Güncelleme, enflasyon oranında yapılmadığı için bizi tatmin etmedi. Yaşayabilmek için bu eylem kararını almak durumunda kaldık” diye konuştu.
KANSER İLAÇLARI BULUNAMIYOR
İlaç firmalarının ise istediği zammı alamadığı için piyasaya ilaç sürmemeyi tercih ettiğini belirten Özcan; hormon ilaçları, antidepresanlar, tansiyon, kanser ve diyabet ilaçlarını bulmakta zorluk çektiklerini vurguladı. Özcan, şöyle konuştu: “İlaç kuru şu an 7-8 Avro olarak hesaplanıyor. Ancak gerçek ve yaşadığımız kur 17-18 bandını geçti. İlaç şirketleri maliyetlerini karşılayamadığı için devlet ile karşı karşıya geliyor. Ülkemizin ilaç fiyat politikası nedeniyle yeni üretilen ilaç bileşenlerinin de çok büyük bir bölümü Türkiye’ye girmiyor. Çünkü firmalar istedikleri ödemeyi alamıyor. Avrupa’da sattığı 100 Avroluk ürünü ‘Türkiye’de 10 avroya satacaksın’ dayatması bir firmanın talebini karşılamaz. O nedenle hastalıklarla ilgili çıkan yeni bileşenleri, ülkemizde göremiyoruz. Bunların sayısı giderek artıyor.”