Home / Siyaset / SOL JARGON-‘DEVLET DÜŞMANLIĞI’ VE DEMİRTAŞ..

SOL JARGON-‘DEVLET DÜŞMANLIĞI’ VE DEMİRTAŞ..

Spread the love

SOL JARGON-'DEVLET DÜŞMANLIĞI' VE DEMİRTAŞ..

Solcu olmanın temel öğretisi sanki; ‘devlet düşmanlığı, isyan, başkaldırı ve devlete husumet beslemek.’

Solcu olmak sanki; “şiddete tapınmaktır”, şiddetten medet ummaktır.
Solcu olmak sanki; müzmin muhalifliktir, reddiyeciliktir hatta reddi de reddetmektir.
1960’lardan beri Türk solunun en büyük enstrümanı buydu maalesef. Ayağı taşa takılsa, burnu kanasa, devlete sövecek ve devlete husumetini dillendirecek bir dil kullanarak, sloganik söylemlerle sol yumruğu havaya kaldırmak…

Bir doğal afet olur bunlara göre sebebi devlettir, maden kazası olur sebebi devlettir, deprem olur devletten bilinir, trafik kazalarının sebebi devlettir, komik olacak ama ceviz ağacının gölgesine otursa ve başına bir ceviz düşse bunun da sebebi devlettir…

68 kuşağı denilen protest  ve -sözüm ona- aktivist radikal sol jenerasyonun varlık sebebiydi, “devlet düşmanlığı”.

Son yıllarda bu devlet düşmanlığıyla beslenenlerin kahir ekseriyeti kapitalize oldu ve düşman olduğu devletten nasıl beslenirim, nasıl semiririmin kaygısına düşüp “homo economicus” bir niteliğe bürünerek eridi gitti. Kalanlar ise; bir kısmı güneşe gözünü kapatanlar gibi aydınlığa yumruk sallayarak inadına saplantısal radikalizmlerine devam etmekteler, kimisi ise HDP’ye eklemlenerek varlık alanı bulmaya çalışmaktalar.

Ama asıl dikkat çekmek istediğim nokta ise; sol jargonun “katil devlet” diye sloganlaşan“devlet düşmanlığı”paradigmasını kullanan HDP ve onun eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın kullandığı dil ve üslupla yaptığı kanlı ve tehlikeli siyasettir.

Günümüzde Demirtaş, sol jargonun kullandığı “katil devlet” enstrümanını alarak alçakça ve profesyonelce kullanan bir figüre dönüşmüştür. Türk solu bu düşmanlıkta bayrağı Demirtaş’a teslim etmiş vaziyettedir. Ve Demirtaş da bu görevi hakkıyla ifa etmekte ve söylemin sahibi sol “entelektüelleri” ve söylemin asıl sahiplerini hiç aratmamaktadır.

Demirtaş öyle bir kişilik ve kimliktir ki; son derece profesyonel ve sinsi bir yalancıdır. “Cici”görünümünün arkasında şeytani bir katilin hezeyanları gizlidir. Milleti devlet düşmanlığına tahrik konusunda şeytani bir nitelikle hareket edebilecek potansiyele sahiptir.

Ankara’da patlayan bomba Demirtaş’ın görünmeyen yanındaki sinsi devlet düşmanlığını, bölücülüğünü  ve devlet karşıtı argümanları kullanma konusunda Türk solunu geride bıraktığını bariz bir şekilde göstermektedir.

Buradan şunu söyleyeyim; Demirtaş inanın terörist başı Öcalan’dan daha tehlikeli, eli kanlı ve sinsi bir kişiliktir. Buradan Öcalan’ın günah galerisini hafife aldığım sakın ola ki düşünülmesin. Sadece bu Demirtaş denen şahsın, ne kadar tehlikeli ve profesyonel, yalancılıkla soslu katilliğini anlatmak için örnekledim.

Bu adam ortalık yangın yeri ve kan gölüyken, buradan bile “devlet düşmanlığı” salyalarını akıtmaya fırsat çıkartabiliyor. Bu adamın içi, öyle bir cerahat ve iltihabik pislikle dolu ki; inanın anlatmaya lügattaki kelimeler yetmez.

Olay oluyor, devlet için “seri katil” diyebiliyor, hepiniz katilsiniz diyebiliyor, artık birlikte yaşamamız mümkün değil diyebiliyor.

Be hey nadan!

Katil dediğin devletin parlamentosunda milletvekilliği yapıyorsun, katil dediğin devletin ekmeğini yiyor, suyunu içiyorsun, katil dediğin devletin güvenlik güçlerinin korumasında hayatını idame ettiriyorsun.

Katil kişilik herkesin katil olabileceğini sanır. Demirtaş’taki de bu ruh hali galiba. Adeta paranoyak ve şizoid bir katilin hezeyanları şeklinde… Ama son derece bilinçli, son derece şeytani, son derece provakatif şekilde sıralıyor düşmanlık histerisini.

Kameralar uzakken sırıtıyor, çekerken gözyaşı döküyor. Siyah matem kıyafetleriyle ve ağlamaklı yüz haliyle geliyor olay yerine ve oradan böğürüyor içindeki devlet düşmanlığını. Sonraki günler, tıraş olmamış yüzündeki kirli sakallarıyla, hüzünlü bir sırıtık suretle ziyaretlere gidiyor maktullerin evlerine, gittiği her yerde dilindeki kan damlayan söylem aynı;  devlet düşmanlığı körükleyen ifadeler…

Tüm amacı kaos, karmaşa ve karışıklık…

Kanla beslenen ve canlarla oyununu oynayan bu adamın her söylemi gazetelerde köşeler kapmış eski sol tetikçilerin de istediği ortamı sağladı. Onlar kapitalize oldukları yalılardan gönderdikleri yazılarla gazete köşelerinden Demirtaş’a güzellemeler yapmaya başladılar. Dış mihrak ve hasım ülkelerden de bu adamın istediği tüm destek fazlasıyla gelmeye başladı. Tam da ortam, Demirtaş’ın istediği ve devlete gol atacağı söylemlerin geliştirilmesi için en uygun zamandı.  Ve bu sinsi, şeytani kişilik sahibi ve “cici çocuk” da, hiç boş durmadı ve fırsatı değerlendirerek zehrini kusmaya başladı.

Ve ne acıdır ki; Demirtaş denen bu sinsi kişinin söylemlerine; ne MHP, ne CHP ve ne de diğer partiler, sırf AK Parti ve Erdoğan antipatileri nedeniyle seslerini bile çıkartmıyorlar. Bu durum o kadar acıdır ki, insanın dili tutuluyor. Birisi çıkıp da;“be adam bir dur, senin katil dediğin devlet bakidir, siyasiler ve iktidardakiler fanidir. Senin haddine mi benim devletime sövmek, katil demek” bile demiyor, susuyor ve adeta sessiz kalarak suça ortaklık ediyorlar.

Tüm bu nedenlerden ötürü öyle kritik süreçlerden geçiyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti hiç böylesine düşman kuşatmasında olmamıştı. Tüm milletin, vatanseverlerin ve devletini seven herkesin uyanık ve dikkatli olması gereken bir süreçteyiz.

Gözümüzü açmalıyız, silkinmeliyiz ve kendimize gelmeliyiz. Çünkü bu Demirtaş denen sinsi şeytanın amacı güzel ülkemizi Suriye’leştirmektir, Irak’laştırmaktır, karmaşa ve kaos yaratmaktır. Kardeşi kardeşe kırdırmaktır, iç savaştır, harabeye dönmüş bir Türkiye’dir.

Ve buradan tüm milletimize sesleniyorum:
“Tükürün bu devlet düşmanının hayasız, kalleş ve kanlı yüzüne.”

About Erkan YILMAZ

BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?

Milletvekili Ahrazoğlu: Umarım ki İslam ülkeleri ve diğer ülkeler Dünyanın da beşte 1’den büyük olduğunu gösterirler.

Spread the loveMilletvekili Ahrazoğlu: Umarım ki İslam ülkeleri ve diğer ülkeler Dünyanın da beşte 1’den büyük …

Bir yanıt yazın