Home / Siyaset / Atatürk ve Erdoğan: ‘İstiklal Mücadelesi Liderleri’

Atatürk ve Erdoğan: ‘İstiklal Mücadelesi Liderleri’

Spread the love

Liderler bir toplumun her açıdan gelişmesi için en önemli kazançlarıdır. Türk siyasi hayatında Mete,Alparslan,Fatih, Kanuni, Abdülhamit gibi önemli isimleri çıkaran haysiyetli Türk milleti, en zor dönemlerinde de liderleri ile emperyalist güçlere karşı ayakta durmayı başarabilmişlerdir. Karizmatik liderler toplumsal algıyı dünya siyasetini iyi analiz ettiklerinde birçok sorunun üstesinden gelmeyi başarmışlardır.

Yakın tarihimize baktığımızda Türkiye, zor dönemlerini bu karizmatik liderlerin güçlü kişilikleri ile aşabilmeyi başarmıştır. Bu çerçevede  yakın tarihimizin iki önemli lideri hiç kuşku yok ki Mustafa Kemal Atatürk ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Elbette İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Çiller gibi siyaset sahnesinde yer alan liderlerin de kendine has özellikleri mevcuttur. Bunlar içerisinde Menderes toplumu iyi yöneten, girdiği üç seçimi de kazanan lider olması hasebiyle diğer isimlerden bir adım öndedir. Ancak Atatürk ve Erdoğan’ı yakın tarihimizde başka bir noktaya kesinlikle koymak elzemdir. Çünkü her iki liderin birçok benzerlikleri toplumda onları diğerlerinde  bir adım önüne çıkarmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk lider olarak doğan özel bir isimdir. Daha lise yıllarında onun çok zeki, güçlü ve karizmatik yönünün olduğunu hocaları keşfetmiştir. İyi dil bilen ve akademik zekası güçlü olan Mustafa Kemal, iyi bir asker iyi bir komutan olacağını gençlik dönemlerinde göstermiştir. Osmanlı’nın son dönemlerindeki zor süreci yakından takip eden ve bunu iyi okuyan Mustafa Kemal, lider olarak birçok askeri ve siyasi başarı kazanacaktır. Mustafa Kemal Osmanlı’daki başarısızlıkları, ordunun  siyaset münasebetlerini  iyi analiz etmiş ve ileride kuracağı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aynı hataları yapmaması gerektiğini daha o günlerde kafasına koymuştu.

Yakın tarihimizde Türk milletinin en önemli bağımsızlık mücadelesi hiç kuşku yok ki Çanakkale Savaşı olmuştur. Çanakkale’de emperyalist güçlere karşı mücadele veren Türk milletinin bu başarısındaki en önemli etki hiç kuşku yok ki güçlü bir lider ve komutan Mustafa Kemal ve onun başarısı olmuştur . Çanakkale’de Mustafa Kemal lider olacağını göstermiş ve Türk milletinin teveccühünü kazanmayı başarmıştır. Ona inananlar Mustafa Kemal ile Türk halkının istiklal mücadelesini vereceğini ve başarılı olacağını biliyorlardı.  Nihayetinde Türk milleti  ve güçlü lideri, Anadolu’nun bağrında bağımsız Yeni Türk Devleti’ni kurdu.

Yeni Türk Devleti’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk 1920’den 1938’ e kadar yeni bir devlet inşa etti ve bu yeni devleti sağlam temeller üzerine bina etti. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve kurumlarını oluştururken  gelecekteki birçok problemin yaşanmaması için Devrim Kanunları çıkardı. Ve bu devrim kanunları cumhuriyetin ilelebet yaşayabilmesi amacıyla son derece önemliydi. Türkiye, Atatürk’ü ve onun inkılaplarını hayata geçirme konusunda çoğu zaman gelgitler yaşadı. İnkılapların önemi ve özü belki de çok iyi analiz edilmedi. Oysa Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı her bir yenilik aslında Türkiye’deki temel sorunların aşılabilmesi açısından bir anahtardı.

Medeni Kanun, Halifeliğin kaldırılması,  Tevhidi Tedrisat Kanunu, Diyanet’in kurulması, Kadınlara Seçme  ve Seçilme hakkı verilmesi, Tekke zaviyelerin kaldırılması gibi yenilikler sıradan çalışmalar değildi. Türkiye Cumhuriyeti bu temeller üzerine bina edilmiş ve bundan sapma yaşandığında ne gibi sorunlar yaşanabileceği artık günümüzde çok daha iyi anlaşılmaktadır. Özellikle 1937’ de  laikliğin anayasaya girmesi en önemli adımlardan birisi olmuştur. Laiklik  ve Çağdaşlaşma , Türkiye’nin temel sorunlarını  aşabilmesi  açısından  birleştirici  adımlardır .

Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra İnönü her ne kadar bu çizgiyi devam ettirmeye çalışsa da Atatürk kadar başarı gösterememiştir. Menderes döneminde ilk kez liberal politikaların izlenmesi, millî iradenin öne çıkması önemli adımlardı. Fakat 27 Mayıs darbesi ile cunta milli iradeyi adeta gasp etmiştir. 1960-1980  arası Türkiye darbe döneminin sarsıntılarını yaşamış bir nevi siyasette ara dönem koşulları  hakim olmuştur. Her ne kadar siyasal iktidarlar ülkeyi yönetiyor gibi gözükse de 61 Anayasası’yla tablo siyasetin askerin gölgesinde kalmasına neden olmuştur. Özal döneminde Türkiye’de yenileşme süreci, sivilleşme süreci başlatıldı ancak 28 Şubat darbesi ile Türk demokrasisi yara almıştır. Akabinde gelen 2001 ekonomik krizi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en kötü dönemi olarak tarihe geçmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk nasıl dağılmış, parçalanmış Osmanlı toprakları içerisinde emperyalistlere karşı bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti inşa etmiş ve kısa sürede bu Cumhuriyeti  geliştirmek için önemli adımlar atmış, yatırımlar  ve yenilikler yapmışsa aynı şekilde 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde  siyaset sahnesine çıkan AK Parti iktidarı, 14 yıllık süreçte Türkiye’nin çehresini değiştirmeyi başarabilmiştir. Siyasal partiler ebetteki demokrasi için önemli yapılardır.Ama  asıl önemlisi siyasal partilerin vizyonu, misyonu geniş liderlerinin olabilmesidir. Evet Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Recep Tayyip Erdoğan yeni Türk Devleti’ni ayağa kaldıran ikinci lider olabilmeyi başarmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ile Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli ortak benzerlikleri “inatçı ve kararlı” olmalarıdır. Aslında bu iki liderin başarılarının altında yatan temel özellik de  kesinlikle budur.

Erdoğan, 1994’ten 2016’ya kadar aralıksız Türk siyasetinin içerisinde yer aldı ve Türk siyasetinin yönetiminde kritik görevler üstlendi. Bir siyasetçinin 20 yıllık bir dönemde sürekli başarılı olabilmesi ve  üstelik en üst noktada bu başarıyı idame ettirebilmesi sıradan bir olay değildir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan siyasete 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi ile fiilen başladı. Önüne hapis ve siyasi engellemeler çıkarılmasına rağmen başarılı olmayı bilmiştir. Bu başarıda hiç kuşku yok ki Erdoğan’ın Türk toplumunun özelliklerini iyi analiz edebilmesi, halk ile iyi iletişim kurabilmesi; inatçı ve kararlı kişiliği ve daha da önemlisi  karizmatik lider özellikleri etkili olmuştur.

2002 yılından bu yana girdiği her seçimi ciddi bir oy oranıyla kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürmek amacıyla sürekli engelliler çıkarılacaktır. Bölgede Türkiye’nin büyümesini istemeyen dış güçler, PKK,IŞİD, PYD gibi terör örgütlerini kullanarak hükümetimizi, liderimizi zayıfla projesi içerisine   girmişlerdir. Tarihinde 27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül ,28 Şubat gibi 4 darbeye maruz kalmış Türk milleti, daha büyük tehlikeyi 15 Temmuz darbe girişimiyle yaşamıştır.  FETÖ / PDY  terör hareketinin devletin içerisine sızdırdığı teröristleri ile gerçekleştirmek istediği 15 Temmuz darbe girişimini Türk milleti güçlü lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “ halkı meydanlara davet ediyorum” sözüyle başarmıştır. Bu çok önemli bir sözdür, zira bir liderin halkına ne kadar güvendiğini ve halkın da liderine ne kadar bağlı olduğunu kanıtlamaktadır.

Bu perspektiften baktığımızda  Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Recep Tayyip Erdoğan İkinci İstiklal Savaşı’nı kazanan lider olmuştur. Her iki lider Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içte ve dıştaki düşmanlarına  karşı güçlü ve sağlam duruş sergilemişlerdir. Bu noktada her ikisi de inatçıdır, kararlıdır ve vizyon sahibidir. Liderler kolay yetişmez; Türkiye Cumhuriyeti Devleti en zor dönemlerinde badireleri atlatabilecek bir lidere sahip olmuştur. Bu nedenle  Ortadoğu ‘da stratejik bir coğrafyada yer alan Türk milletinin kendi karizmatik lideri Recep Tayyip Erdoğan’a sonuna kadar sahip çıkması devletimizin ve  milletimizin geleceği için son derece önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk dış politikada denge hamleleriyle ile bu coğrafyayı ustaca yönetti; inşallah Tayyip Erdoğan da son hamleleriyle Atatürk’ün  dış politikadaki gücünü bu bölgeye yansıtacaktır.

Bu vesile ile Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum. Güçlü liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a da bu zor dönemlerde Rabbim yardımcı olsun temennisinde bulunuyorum.

About Mehmet Şan

BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?

Milletvekili Ahrazoğlu: Umarım ki İslam ülkeleri ve diğer ülkeler Dünyanın da beşte 1’den büyük olduğunu gösterirler.

Spread the loveMilletvekili Ahrazoğlu: Umarım ki İslam ülkeleri ve diğer ülkeler Dünyanın da beşte 1’den büyük …

Bir yanıt yazın