okluklarda daha kolay birleşir insanlar.
Ezildikçe ortak düşman karşısında bir olmak zorunda kalırlar.
Düşman bittikçe birbirini yemeye başlarlar.
Bakın etrafınıza, dün can ciğer kuzu sarmaları
Birazcık biti canlanınca
Başlarlar birbirlerinin kuyularını kazmaya
Yokluk kuru somunu ikiye bölenler
Bölüşmekten tat alanlar
Almayı değil, vermeyi sevenler
Unuturlar kara gün dostlarını
Hatıra ve güzel anılarını
Paylaşmaktan haz etmemeye başlarlar
Padişahım çok yaşa diyenlerin safında yer tutarlar.
Doğruyu incitmeden söylemeyi unuturlar.
Hatasız kul olmaz.
Ama hata edenlere nezaketle söylenmeli
Kırmadan gönüller yaralanmadan ifade etmelidir.
İnsanların hiçlikten zirveye taşıyan
Kara günlerindeki güç birliği ve gönül bağlarıdır.
Ben değil biz diye haykırmışlardır.
Bu makama sen daha güzel yakışırsın demeleridir.
İdeal için yola çıkanlar
Her şartta yolun sonun da olmalı.
Yolda bulduklarını yola çıkarken ki dostlarına değiştirmemelidir.
Bizde büyük hastalık…
Dedikodu ve kendimizi beğenmişlik
Herkese baş olmaya talip
Hele bu siyasi arena’da daha fazla
Kimse etrafında gür bir ses arzulamıyor.
Bilinmeli ki birlikten kuvvet doğar.
Tek taş duvar olmaz
Siyaset çöplüğü erken öten horozların mevtaları ile dolu.
Her parti’de değişik zamanlarda fikir ayrılıkları olabilir.
Fikir ayrılığı tekâmülün alametidir.
İnsanı olan her yarış kurumlara değer katar.
Geçmişin özel anıları ekran önlerinde tartışılmamalıdır.
Makam ve mevkii buhranları yaşayanlar, kendilerine yeni kapılar aramamalıdır.
Marifet, dava adamı olabilmektir.
Dava adamı laf ile süslü sözle olmaz
Her şartta inandığın ideallerin peşinde isen
Dünkü heyecanı ne ise bugünde aynı çizgide isen
Sen adam gibi adamsın
Aksi halde gemiden inenlerin sonu
Hüzünlü sonlardır.
Partiden gidenler her daim kayıp olmuş
Kuru yaprak gibi kül olup bitmiş.