Home / Süleyman GÖKSU (page 19)

Süleyman GÖKSU

NEDENSE, HER ŞEYİ BİZ BİLİYORUZ…

Dünya gelip geçici, bugün varız yarın yoğuz. Şimdi zengin isek, sonra fakir olabiliriz. Eğer kısmet olursa, yanımızda götürebileceğimiz en fazla iki metre bir bez, oda mezarda çürüyor. Kimseyi beğenmiyoruz. Adamına göre konuşuyoruz. Menfaat için renkten renge giriyoruz. Kürke göre selam veriyoruz. Sanki computer (bilgisayar) olduk, google gibi her soruya cevap …

Devamı... »

SEHER VAKTİ…

Seher vakti bülbüller, Nede güzel öterler, Açınca tüm çiçekler, Birlikte zikrederler…İlahisi bu dizelerle başlar ve devam eder. Sabahın bu erken saatlerinde, tan yeri ağarırken ortada derin bir sessizlik hakim. İnsanların deliksiz bir uykuya daldığı esnada, sessizliği bozan kuş cıvıltıları arasında yazmak ne kadar güzel. İlham geliyor desem yeridir. Günün ve …

Devamı... »

PEYGAMBER EFENDİMİZİN(S.A.V) KABRİSTAN ZİYARETİ

Bir gün Resulullah (s.a.v.) kabristana geldiler ve “es-Selâmü aleyküm dâre kavmin mü’minin ve innâ inşâallâhü biküm lâhikûn” (Selâmün aleyküm, ey mü’minler diyarı! İnşallah biz de size katılacağız) diye selam verdi ve: “Din kardeşlerimizi dünya gözüyle görmeyi ne kadar çok arzu ediyorum” buyurdular. Ashab-ı Kiram: “Biz senin din kardeşlerin değil miyiz, …

Devamı... »

KURAN-I KERİM’İN ŞEFAATİ

Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kur’an-ı Kerim’i okuyunuz! Zira o, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.” (S. Müslim) “Oruç ve Kur’an-ı Kerim kıyamet gününde kula şefaat ederler. Oruç der ki: ‘Ya Rabbi, ben onu gündüz yemekten, içmekten ve nefsinin arzularından alıkoydum, beni bu kuluna şefaatçi kıl.’ Kur’an-ı Kerim der ki: …

Devamı... »

ALLAH’A VE RESULÜ’NE İSYAN EDENİN DURUMU

“Kıyamet günü, Allâhü Teâlâ’nın Ebubekr-i Sıddık (radıyallâhü anh) bir hutbesinde buyurdu ki: Dünyada kendisine iyilik ettiği, bol rızık ve sıhhatli vücut ihsan ettiği halde bu nimetlere karşı nankörlük eden kul, Allâh’ın huzuruna getirilir ve ona: “Bugün için ne hazırladın?” diye sorulur. O, hazırladığı bir şey bulamayınca ağlamaya başlar. O kadar …

Devamı... »

KADİR GECESİ’Nİ TESPİT ETMEK…

“Gerçek biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazl-u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Rûh, Rablerinin izni ile, her bir iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selamdır”. (Kadir, 97/1-5) İmam-ı Şarani Hazretleri, Kadir Gecesi’nin kaçıncı …

Devamı... »

İTİKÂF SÜNNET-İ MÜEKKEDEDİR…

İtikâf, cemaatle namaz kılınan bir mescitte veya mescit hükmünde bulunan bir yerde itikâf niyetiyle bir müddet kalmaktan ibarettir. İtikâf, vacip, sünnet-i müekkede ve müstehap olmak üzere üç kısımdır. Nezredilen (adanan) itikâf, vaciptir. Ramazan-ı Şerif’in son on gününde yapılan itikâf, kifayet yoluyla müekked sünnettir. Bir beldede bir kişi itikâf yaparsa diğerleri …

Devamı... »

CUMA GÜNÜNDEKİ İCABET SAATİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün Cuma gününün faziletini anlatıyordu da: “Onda (Cuma gününde) bir saat vardır ki hiçbir Müslüman kul, namazda bulunur ve Allahü Teala’dan o saate rast getirip bir şey dilerse muhakkak Allahü Teala ona (dilediğini) verir” buyurdu. (O saatin) kısa olduğunu anlatmak için (mübarek) eli ile işaret buyurdu. …

Devamı... »

AMELLER MÜKAFATINA GÖRE BEŞ KISIMDIR…

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Ameller karşılıklarına göre beş kısımdır. Karşılığı bir misli olan, vacip kılan, karşılığı on misli olan, karşılığı yedi yüz misli olan ve sevabını Allahü Teala’dan başkasının bilmediği ameller. 1- Karşılığı bir misli olan amel: Bir kimse bir günah işler onun karşılığında bir günah yazılır. Bir kimse hayırlı …

Devamı... »

ZEKATIN BAZI EDEPLERİ

Zekatı, Allah’ın sevgisinden başka sevgileri kalbinden çıkarmak için vermek. Kalbi cimrilikten kurtarmak niyetiyle vermek. Allahü Teala’nın kendisine verdiği nimete şükür niyetiyle vermek. Zekatın sevabını artıran kimselere vermek. Bunun için zekatı verirken, kalplerinde Allahü Teala’nın korkusu bulunan kimseleri seçmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Yalnız müttakinin (Allah’tan korkan kimsenin) yemeğini ye; yemeğinden …

Devamı... »