Bugün düşmanımız yarın dostumuz olabilir.

Onun için bize bizden başkasının faydası yoktur.

Ve kim ne yaparsa yapsın şaşırmamak gerek.

Bizim için işlerine her geldiğinde NATO’nun üyesi, müttefikimiz deseler de,

İnanmayın…

Yapılacak tek şey birbirimize sıkı sıkıya sarılmak.

Ülkeyi ve milleti yüceltmek.

Avrupa ve ABD’nin başı her sıkıştığında

Hemen akıllarına Türkiye gelmektedir.

Bugün etrafımızda her problemin altındaki büyük destekleyici,

ABD ve AB’dir.

Bunu şöyle böyle düşünmek ruh sağlığımızı bozmaz

Biliriz ki,

ABD bizi biti kadar sevmez.

Bu milletin hayrına güzellikler düşünmez.

Büyümemizi, gelişmemizi ve bağımsız hareket edecek kadar güçlü olmamızı istemez.

Sürekli kendine mahkum. Ona bağlı bir ülke arzular.

Onların dünyada hükümdar olması için

Birileri’nin onlar adına savaşması gerek

ABD’nin işi ve rantı hep İslam ülkelerinin doğal kaynaklarıdır.

İslam ülkelerinin yumuşak karnı Türkiye’dir.

Türkiye’de yapılan her organizasyonda ABD’de daha az tepki almaktır.

Bakın Afganistan, Suriye, Irak, Mısır, Libya…. Ve niceleri

Hepsinde ABD kendi senaryosunu uygulamaya çalışmaktadır.

Bizlere de sadece evet deme yetkisi vermektedir.

Biraz dikleşince çamurlaşmakta, hırçınlaşmaktadır.

Onlar da bilmektedirler ki, yeni Türkiye uydu bir ülke değil

İnanmadığını yüksek sesle dillendirmekte.

Tavır koymaktadır, ama yeterli değil.

Hitap ettiğimiz kesim masum ve mazlumlar olduğu için

Yeterli güç ve desteklere sahip değiller…

ABD’de her attığı adımda peşinden koşan bir ülke arzuluyor.

Türkiye inanmadığı konularda şerh düşünüyor ve yapmıyor.

Batılılar, hasta bir Türkiye’yi daha çok seviyor.

Güçlü bir ülke, rakiplerimizin canını sıkıyor.

Bizleri yıpratmak, yormak ve ümitsizliğe düşürmek için

Her türlü senaryo ve hinlikleri yapıyorlar.

Şunu bilirsek üzülmeyiz, ümidimizi yitirmeyiz.

Eşek arısından bal yapması beklenemez.

ABD bizim için menfaatlerin bittiği gün biten zoraki bir dosttur.