Bazı imamlar dediler ki:

“Az amellerine rağmen nice insanları sahih itikatları kurtarır. Ve çok amellerine rağmen bozuk itikatları nice insanları helâk eder, cehenneme götürür.”

Makam, mal ve dünya sevgisi nefsin hevasındandır ve öldürücü bir zehirdir. Riyaset (baş olma) sevdası ve şöhret arzusu, kibire götürür ve dünyaya daldırır, dini ifsad eder. Tul-i emel (sonu gelmez dünya arzusu) ise, güzel amel işlemeye mani olarak Hak Teâlâ’nın yolundan alıkoyar. İyi bil ki insanlara ‘Yarın tevbe ederim’ dedirtmek için uğraşan şeytanın büyük bir ordusu vardır. Aşırı cimrilik ve kişinin kendini beğenmesi insanı helâk eden şeylerdendir.

Haram veya şüpheli gıdaları yemek kalbe zulmet doldurur, kalbi katılaştırır ve Allâhü Teâlâ’dan uzaklaştırır. İnsanın yiyip içtiklerinin helâl ve temiz olması ise, kalbi nurlandırır ve rikkatine (incelmesine) sebep olur ve Allâh’a yaklaştırır. Bu, tasavvuf yolunda pek büyük bir asıldır.

Ayet-i celilede -mealen-: “Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin ve Allâh’a şükreyleyin” (Bakara s., Ayet 172) buyurulmuştur. Buradaki “rızkın temizi” helâl olanıdır. Kişi midesine girene dikkat etmedikçe ibadetinden lezzet alamaz, gündüz ve gece kıldığı namazların faydasını göremez.

Kıyamet gününde sıratı en süratli geçecek kimse, takvalı olan, dünyada haramları ve haram şüphesi bulunan şeyleri terk edendir. Allâhü Teâlâ bir Hadis-i Kudsi’de buyuruyor ki: “Veraya riayet eden (şüphelilerden sakınanlara) azap etmekten haya ederim…”

Kişi kalbini masivadan (Allah’tan başka şeylerden) temizlemedikçe ibadetinin lezzetini alamaz. Hazret-i Osman (r.a.): “Eğer kişinin kalbi -nefsin ahlâk-ı zemimesinden- temizlenmiş olsa Kur’ân-ı Kerîm okumaya asla doymaz” buyurmuşlardır. Zira o kalp temiz olursa Allahü Teâlâ’yı müşahede  makamına yükselir. (Ravzatüt-Talibin ve Umdetüs-Salikin, İmam Gazali)

İlim meclislerine ve cihada; Allâh’ın dinini yaymaya çok düşkün idi. Haftanın belli bir gününde âlimleri topladığı meşhur bir ilim meclisi vardı. Gelenlere çok ikramda bulunurdu.

Her bayram namazgâha çıktıktan sonra içine gaza arzusu düşer, namazdan sonra evine dönmez, niyetini değiştirmeden hemen Rum diyarına gazaya çıkardı. Askeri de onun gibi olduğundan arkasından peyderpey ona yetişir ve henüz ilk geçitleri aşmadan bütün ordu toplanmış olurdu. Elli küsür gaza etti.

Her sene iki defa gazaya çıkar, her gazadan döndüğünde elbisesinde harp meydanından birikmiş olan tozların toplanmasını ve saklanmasını; ölünce de bu tozların kefenine serpilmesini emrederdi. 1003 senesinde çıktığı gazada Endülüs’ün serhat şehirlerinden Salim’de vefat etti. Vasiyeti üzerine oraya defnedildi. (el-Cezvetül-Muktebes)

Bir neslin bekası mutlu evliliklerden geçer.

Güzel hayallerle hayırlı adımlar atılır.

Her iki taraf çok büyük fedakarlıklar yapar.

Dostlar bu mutlu günde şahitlik eder sevinçlerini paylaşırlar.

Beyaz gelinlik içindeki asil melek ile

Yeni bir hanenin reisliğine talip genç yiğit yola çıkar.

Evlilik hayırlı bir adım güzel bir başlangıçtır yaşam için.

Ama maalesef mutlu başlayan bu hayırlı adımlar,

Son yıllarda hızlı boşanmalarla başlamadan bitmektedir.

İnsanlar nerede hata yapıyorlar?

İki gönül bir olunca dere tepe düz olur, der atalarımız

Bilinmeli ki, iki gönül her şartta bir olmalıdır.

Marifet her şartta gönülleri koruyabilmektir.

Gönülleri kırmamak, yıkmamaktır.

Mutlu yuvalar için herkes taşın altına elini koymalıdır.

Büyükler yeni evlilere çok müdahil olmamalıdır.

Gelinlik ile çıkılan eve bir daha geri dönmemektir marifet.

Uzun evlilikler için

Diyalog baş tacı yapılmalı..

Her şey konuşulmalıdır, konuşulmayan yerde problem vardır.

Yeni evliler bilmeli ki,

Kutsal bir amaç için bir araya gelinmiştir.

Bu süreçte dikenli yollardan geçilecek,

Hayatın acımasız yüzüyle yüzleşilecektir.

Hayatın toz pembe olmayan yönleri görülecek.

Ayrılıkta rahmet yok!

Zahmet ve çile vardır.

Toplumların huzur ve istikbali

Mutlu evliliklerle mümkündür.

Büyükler gençlerin önünü açmalı.

Yardımcı olmalı, ufuklarını açmalıdır.

Ayrılıkların en büyük mağduru çocuklardır.

Hayattaki suç makinaları ayrılmış ebeveynlerin çocuklarıdır.

Ayrılma kararı almış her kişi

Oturup iki defa düşünmelidir.

En kıymetli varlığı yarın sokakların olacaktır.

Bugün bakmaya kıyamadığın evlatlarımız

Yarın eroincilerin, tinercilerin…… yoldaşı olacaktır.

İnsanların ayrılmasının en büyük sebebi

Vicdanlarını hakem yapmamalarıdır.

Beni biz yapamamalarıdır.

Kendilerine emanet edilenlerin kıymetini bilememeleridir.

Bencillikleridir, paylaşmayı bilmemeleridir.

Yaşam, sevdiklerimizle anlamlı ve tatlıdır.

İnsan paylaştıkça atım attıkça olgunlaşır, değerlenir.

Karşılıklı fedakarlık varsa orada mutluluk ve huzur var.

Hayat ayrılıklar yaşayacak kadar uzun değildir.

Sabır her kapıyı açan sihirli bir değnektir.

Sabrı gönlüne koyan ayrılıklara fırsat vermez.