hdp Haberleri | Hatay Haber, Hatay Haberleri https://www.hatayinnabzi.com Hatayın Nabzı Fri, 06 May 2016 12:21:42 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 HDP BARAJI AŞAR MI? https://www.hatayinnabzi.com/hdp-baraji-asar-mi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=hdp-baraji-asar-mi https://www.hatayinnabzi.com/hdp-baraji-asar-mi/#respond Fri, 06 May 2016 12:21:42 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1691 Demokrasinin can suyu seçimlerdir. Her seçim yeni bir candır. Ruhları yenilemek, gönülleri silkelemektir. Seçimler insanların nefesleridir. Heyecan ve öfkelerinin rengidir. Demokrasi çok sesliliktir. Her parti mecliste olmalıdır. Sistemin dışına itilmemelidir. Silahların değil, meclisin gölgesinde yer bulmalıdır. Tehditle değil, gönüllere hitap ederek yer bulmalıdır. Ben barajı aşarsam kibar ve medeniyim. Aşamazsam yabaniyim. Böyle bir şey olamaz. …

The post HDP BARAJI AŞAR MI? first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Demokrasinin can suyu seçimlerdir.

Her seçim yeni bir candır.

Ruhları yenilemek, gönülleri silkelemektir.

Seçimler insanların nefesleridir.

Heyecan ve öfkelerinin rengidir.

Demokrasi çok sesliliktir.

Her parti mecliste olmalıdır.

Sistemin dışına itilmemelidir.

Silahların değil, meclisin gölgesinde yer bulmalıdır.

Tehditle değil, gönüllere hitap ederek yer bulmalıdır.

Ben barajı aşarsam kibar ve medeniyim.

Aşamazsam yabaniyim.

Böyle bir şey olamaz.

Kimsenin kendini halkın üzerinde görme lüksü yoktur.

Barajlar adil mi değil mi?

Bunu bugünkü iktidar koymadı.

Ama biraz daha aşağı çekilebilir.

Bu millet artık ayrılıklardan tat alabilmeyi öğrenmeli.

Çok sesliliğin oluşturduğu orkestradaki ahengi sağlanmalıdır.

Farklı fikirler gelişmişliğin göstergesidir.

Her renk baharın canlılığı doğanın güzelliğidir.

HDP de her parti gibi demokratik hakkını kullanmalıdır.

Kendini halka anlatmalıdır.

Halkın verdiği her karara saygı duyacağını kamuoyuna yüksek sesle dillendirilmelidir.

Analar artık ağlamamalıdır.

Gençler karalar bağlamamalıdır.

Gelinler genç yaşta hayata küsmemelidir.

Gidecek başka bir ülke yok.

Bu aziz vatan herkese yetecek kadar büyüktür ve bereketlidir.

Anadolu’nun gönlünde herkese yer var.

İhanet etmeyen herkes bu topraklarda mutluluğa ulaşır.

Barajlar önce halkın gönlünde aşılır.

MHP de CHP de barajı aşamadığı zamanlar da olmuştur.

Ama demokratik davranmıştır.

Tehdit ve şantaj yapmamıştır.

İnsanlarda bu güzellikleri bir seçimde göstermiştir.

Demokratik süreçler sabır ister, zaman ister.

Kimsenin bu milleti huzurunu bozmaya hakkı yoktur.

Gönül ister ki her parti mecliste olsun.

Ama gönlün değil halkın istediği olur.

Bu halk irfan ve feraset sahibi bir halktır.

8 Haziran sabahı halkın verdiği kararı,

Hiçbir toplum mühendisi dizayn edemez.

Halk ne isterse o olur.

Halka ve Hakk’a inanlar iki dünyada mutludur.

The post HDP BARAJI AŞAR MI? first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/hdp-baraji-asar-mi/feed/ 0
KUTSALLARI KÜÇÜMSEMENİN BEDELİ VATANSIZLIKTIR https://www.hatayinnabzi.com/kutsallari-kucumsemenin-bedeli-vatansizliktir/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kutsallari-kucumsemenin-bedeli-vatansizliktir https://www.hatayinnabzi.com/kutsallari-kucumsemenin-bedeli-vatansizliktir/#respond Thu, 05 May 2016 10:24:22 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1309 ‘Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın.. Heyhât, sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât.. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.’ Milletleri ayakta tutan, canlı kılan ve milli bilinçle mücehhez halde daimiyet kazandıran bazı hasletler ve özellikler vardır. Bu özellikler her millete göre değişir. Bir millet için çok ulvi ve …

The post KUTSALLARI KÜÇÜMSEMENİN BEDELİ VATANSIZLIKTIR first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
KUTSALLARI KÜÇÜMSEMENİN BEDELİ VATANSIZLIKTIR

‘Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın.. Heyhât, sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât.. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.’

Milletleri ayakta tutan, canlı kılan ve milli bilinçle mücehhez halde daimiyet kazandıran bazı hasletler ve özellikler vardır. Bu özellikler her millete göre değişir. Bir millet için çok ulvi ve hayati nitelik taşıyan değerler, kutsallar bir başka millet için sıradan bir nitelik arz edebilir. bu durum bir milletin hassasiyetinin bir diğerine göre daha önemsizliğini ortaya koymaz. Kutsallardaki farklılık sadece milletlerin  dini, milli, coğrafi ve tarihsel yönleri nedeniyle görecelik gösterir.

Türkiye için de durum böyledir. Ülkemizde de milli, dini, coğrafi ve ananevi  geleneksellikler ve yaklaşımlar sonunda oluşan “kutsal”llarımız vardır.

Bunlar milli nitelikli olarak; vatan, devlet, bayrak gibi olmazsa olmazlardır,

Dini olarak ise; ezan, şehitlik, askerlik, peygamberimiz ve dini ritüellerimizi içeren kıymetlerimizdir.

Milletlerin hayatiyeti  sürdükçe bu değer yargılarında değişimler de görülebilir. Bu “kutsal”lardan veya değerlerden kimisinin özgül ağırlığı azalabilir veya artabilir.

Fakat zamana, zemine, mekana göre, değeri, anlam ve önemi hiç değişmez olanlar da vardır.  Günün koşulları ne olursa olsun bu “ezeli-ebedi kutsal”lar  hep aynı kalır ve kalmalıdır da.

Çünkü milli devlet ve millet olmanın en temel olmazsa olmazlarıdır bu değerlerimiz.

Son yıllarda ve özellikle de son birkaç ay içinde gözlediğimiz kimi tavırlar, söylemler ve beyanlar bu konuda derin endişe verici bir hal almıştır. Bir milletin ferdi olup, o milletin değer yargılarını küçümseme, değersizleştirme ve önemsizlik atfetme içerikli söylemler derin bir tehlikeyi su yüzüne çıkartmaktadır.

Kanımca, bu tür söylem ve beyan sahipleri hiç de kendi ülkesine, milletine faydalı bir söylem içinde değillerdir.Bu zevat; tamamen bu ülkeye ve bu millete düşman olan, hasım görenlerin değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Bilerek veya bilmeyerek yukarıda birkaçını sıraladığım değerler ve “kutsal”lara dil uzatmak, onları yok sayar bir uslüple saygısızca önemsizlik atfetmek, bilere veya bilmeyerek bir ihanetin veya bir umursuzluğun işaretidir.

Mesela: kendini oldukça  muhafazakar olarak niteleyen  tv kanalı Bugün’de  bir konuşmacı bu milletin asla affetmeyeceği şekilde, Allahın ayeti’yle ilgili;  “ şehitler ölmezmiş, siz onlara ölü demeyiniz” vb gibi bir tavırla, müstehzi bir yüz ifadesiyle adeta dalga geçercesine, bu ihanet ve alçaklık zehrini akıtabiliyor. Başka bir kanalın bir moderatörü  olan bir bayan, attığı bir mesajda  şahadet olgusunun ne olduğundan bihaber şekilde; “ şehitlik safsatası” diyebiliyor.

Halbuki  bu söylemler “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” gibi cahilce, aptalca ve küstahça bir tavırdır. Çünkü bu ülke insanının hemen tamamının itiraz etmeyeceği şekilde şahadetle ilgili hüküm, Kuran’ı kerim’de dile getirilmektedir.

Bakara suresi 154. Ayette “Allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölü demeyiniz. Zira onlar diridirler. Fakat siz bunu anlayamaz, idrak edemezsiniz.” buyrulmaktadır.

Hal böyleyken milletin kutsallarını basitleştirmek, yok saymak, önemsizleştirmek bu ülkede yaşayan hiç kimseye hiçbir şey kazandırmaz. Bilakis bu milleti millet yapan, devleti devlet yapan özellikleri aşındırmak  ancak; topyekün bir felaket sürecinin başlangıcıdır. Bu alçakça ve adice söylemleri dillendirenler   de bilmeliler ki; kendilerinin de içinde bulunduğu  Türkiye cumhuriyeti devleti denilen gemi su alırsa,  bu herkesin sonu  ve felaketi olur.

Kendini, liberal, demokrat, aydın sanan bu ahmaklara sesleniyorum:  Sizlere bu sözleri söyleterek, kıçınızı okşayarak sizi kendi milletinizin değerlerine saldırtan Türkiye hasımları, sizi yeterince kullandıktan sonra peçete misali atacaklardır.

Geçmişte böyle idi, bugün de böyle olacak ve yarınlarda da… Kendi ülkesinin ekmeğini yiyip, kendi ülkesine ve milli- manevi değerlerine dil uzatanlar asla iflah olmayacak, yaranmaya çalıştıkları, emir erliği yaptıkları, adlarına havladıkları ülke ve kişiler de kendilerini yüz üstü bırakacaklardır. Çünkü gelişen, büyüyen Türkiye ve Müslüman düşmanı, Türkiye hasımları bile, sizler gibi, kendi ülkesine ihanet eden haysiyetsizlerle yol almaz, işi bitince tekmeyi basar.

Bu yüzden de, terörle mücadelede en kızgın günleri yaşarken ve milletin evlatları şahadet şerbeti içerken, yaraya tuz basarcasına, kanayan yaraları daha da kanatıcı eylem ve söylemden şiddetle uzak durmamız gerekmektedir.

Askerlik, Mehmetçik, şehitlik,  ezan, bayrak gibi bizi biz yapan kutsal değerlerimize dil uzatmaktan, küçümseyici söylemden uzak durmak ve bu değerlere gereği şekilde saygı göstermek  bir görevdir. Bu ülkede yaşamak bunu gerektirir. Bu saygı bir lütuf değildir, vatandaşlık ödevi ve görevidir.

Herkesin ağzından çıkanı kulağı duyması lazımdır. Ve bağımsız bir devlete sahip olmanın ne demek olduğunun kıymetini bilmek mutlaktır. Çevremizdeki ülkelerde yaşanan iç kargaşa, savaş halleri ve büyük göçleri dikkate alarak elimizde bulunan devletin ve millet olabilirliğin bilinç ve şuurunda olmak ve nankörce kendi millet ve devletine ihanet niteliği taşıyan durumlardan kaçınmak gereklidir.

Çünkü bu vatan evimizin bahçesi değildir, ekip, biçtiğimiz tarla gibi de değildir. Bu  ülkede, maalesef vatan topraklarına, villasi, tarlası, bahçesi kadar değer vermemek aymazlığını görmek, çok acı ve dramatik sonuçlar yaşatabilir. Bilmeyerek bile olsa, yapılan şey ülkeye ve millete ihanetten başka bir şey olmayacaktır.

Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

The post KUTSALLARI KÜÇÜMSEMENİN BEDELİ VATANSIZLIKTIR first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/kutsallari-kucumsemenin-bedeli-vatansizliktir/feed/ 0
ETA-BATASUNA PARTİSİ VE HDP’NİN KAPATILMASI https://www.hatayinnabzi.com/eta-batasuna-partisi-ve-hdpnin-kapatilmasi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=eta-batasuna-partisi-ve-hdpnin-kapatilmasi https://www.hatayinnabzi.com/eta-batasuna-partisi-ve-hdpnin-kapatilmasi/#respond Thu, 05 May 2016 10:20:10 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1300 Demokrasiye olan sonsuz inanç ve itikadıma rağmen; -ne acıdır ama- HDP’nin kapatılmasının artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum ve bunun Ulusal Güvenlik ve Milli Birlik açısından mutlak bir gerçeklik ve gereklilik olduğu kanaatindeyim. Demokrasi adına çok üzgünüm, fakat HDP’nin kapatılması vakti geldi, geçiyor bile… Demokratik toplumlarda parti kapatmak tercih edilen bir durum değildir ve kapatılması  oldukça radikal …

The post ETA-BATASUNA PARTİSİ VE HDP’NİN KAPATILMASI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
ETA-BATASUNA PARTİSİ VE HDP'NİN KAPATILMASI

Demokrasiye olan sonsuz inanç ve itikadıma rağmen; -ne acıdır ama- HDP’nin kapatılmasının artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum ve bunun Ulusal Güvenlik ve Milli Birlik açısından mutlak bir gerçeklik ve gereklilik olduğu kanaatindeyim.

Demokrasi adına çok üzgünüm, fakat HDP’nin kapatılması vakti geldi, geçiyor bile…

Demokratik toplumlarda parti kapatmak tercih edilen bir durum değildir ve kapatılması  oldukça radikal bir önlem olarak görülür. Demokratik hayatın unsurları olan siyasi partiler demokrasi içinde Anayasal düzenle bile  ilgili eleştiri  getirebilir, değişiklik önerileri sunabilirler. Hatta uluslar arası sistemde Terör örgütü listesinde yer alan bir grubun bir siyasi partiye yönelik olumlu söylemleri de olabilir. Bu dahi  bir partinin kapatılmasına gerekçe teşkil etmez. Yeter ki; şiddete başvurulmasın, silahlar konuşmasın, terör- terörist meşru görülmesin ve sivil siyaset enstrümanlarıyla hareket edilsin. Mücadele ve siyaset, demokrasi kurumunun parametreleri ve unsurlarıyla yapıldıktan sonra, söylenen ve  istenen her şey mübahtır. Buna hiç kimse karşı çıkamaz, eleştiremez ve yok sayamaz. Terör ve şiddet içermeyen, cepheleşme ve şiddeti teşvik edici olmayan  parti programı, tüzüğü, seçim beyannameleri nedeniyle hiçbir siyasi parti kapatılması asla meşru olmaz, caiz olmaz ve  demokratik değildir.

Ama bir konu ve durum var ki; bu hüküm ve  durumlara aykırı hareket eden bir siyasi parti kapatılabilir ve kapatılmalıdır da…

Bu kapatmayı gerektiren husus ise;  “bir partinin  liderleri şiddeti teşvik eden ya da demokrasiye saygı duymayan veya demokrasiyi ve bir demokraside tanınan hak ve özgürlükleri yok etmeyi amaçlayan söz, eylem ve siyasi faaliyet içinde olamaz.

Bu siyasi parti, liderleri ve onun yöneticileri  toplumsal cepheleşme yaratan unsurlar ve terörizmi zımni bir şekilde onaylayan hususlar içeren bir durum barındıramazlar.” hükmüdür.

Şimdi İspanya’da ETA Örgütü ve bu örgütün siyasi kanadı olan Herri  Batasuna Partisinin İspanya Yüksek Mahkemesince kapatılması ve AIHM (Avrupa insan hakları mahkemesi) tarafından bu kapatma kararının uygun bulunmasına ilişkin durumu dikkatlerinize sunacağım.

İspanya Siyasi Partiler Kanunu’nun 9. Maddesinde, bir siyasal partinin kapatılması veya yasadışı ilan edilmesine neden olabilecek eylemler  genel hatlarıyla şu şekilde yer almaktadır:

Siyasi hedeflere ulaşmak amacıyla yöntem olarak şiddeti körüklemek, kolaylaştırmak ya da meşrulaştırmak;

– Terör örgütlerinin faaliyetlerini siyasi olarak desteklemek toplumu bir terör atmosferine maruz bırakmak, terör eylemlerini olduğundan az göstermek suretiyle terörizme açık ya da zımni bir siyasi destek vermek;

– Terör suçlarından hüküm giymiş olan ve terör amaç ve araçlarını açıkça reddetmemiş olan kişileri, düzenli olarak seçmen listelerine ve yönetsel organlara sokmak bu tür kişilerin partiden ihraç edilmelerine yönelik olarak herhangi bir tedbir almamış olmak;

– Terörizmle temsil eden sembolleri, mesajları vb. araçları kullanmak;

– Terör eylemlerini ya da bunları yapanları ve bunları yapanlarla işbirliği içinde olan kişileri ödüllendirmek, takdir etmek ya da onlara saygı amacı taşıyan etkinlikler düzenlemek, bunlara katılmak.

Eylül 2002’de  Siyasal Partiler Kanunu’na aykırılık gerekçesiyle Herri Batasuna, partisi hakkında “bu parti ve terör örgütü ETA arasında özdeşlik ilişkisi vardır” diyerek İspanyaYüksek Mahkemesi oybirliğiyle kapatma kararı almıştır.

Yüksek Mahkeme’nin kapatma gerekçesine temel olan argümanlar şu şekilde özetlenebilir:

Bu parti ETA tarafından sıkı bir şekilde kontrol altında tutulmaktadır

ETA Terör örgütü Batasuna’yı kuruluşundan itibaren yönlendirmiş ve adeta yönetmiştir.

Bu partinin birçok üyesi ve özellikle sözcüleri terörizme bağlı suçlardan hüküm.

 Bir şiddet eyleminden Batasuna’yı sorumlu tutan yargıç kararının eleştirilerek buna karşı  halkın karşılık vermeye davet edilmesi, yasadışı şiddeti övmesi,

 Batasuna’lı bir belediye başkanı ve bir belediye meclisi üyesinin Venezuela’da ikamet eden ETA mensubu teröristlere destek mitingine katılmaları,

 Batasuna’nın bir belediye sözcüsünün bir toplantıda devlet görevlilerini seyahatleri konusunda bile tehdit edilmesi,

 Bir belediye sözcüsünün Batasuna’dan ETA’nın öldürmekten vazgeçmesi ve her türlü şiddeti tanımadığını bildirmesine dair bir şey beklemediğini açıklaması,

 Batasuna’nın Bask Sosyalist Parti üyelerinin maruz kaldığı tehdit kampanyasını kınamayı reddetmesi,

 Batasuna ve yetkililerinin, 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir ETA saldırısını kınamayı reddetmeleri ve bu konuya ilişkin olarak bu durumu “Ülkedeki siyasi çatışmanın acı bir sonucu” olarak nitelemesi,

 Batasuna tarafından yönetilen belediyelerde ve bu partinin internet sitesinde soruşturma yargıcı tarafından yasadışı ilan edilen ve Avrupa terör örgütleri listesinde yer alan örgütün anagramın yer alması,

 11 Ağustos 2002 tarihli bir gösteride ETA mahkûmlarına destek ve şiddeti, savaşı ve ETA’yı öven sloganlar atılması,

 Batasuna tarafından yönetilen belediyelerin duvarlarına mahkûm teröristlerin fotoğraflarını içeren ve bunları destekleyen pankartlar asılması,

 Batasuna’nın bir  yöneticisinin  bir toplantıda İspanyol devletini soykırımcı olarak niteleyip, baskılara karşı  halkın örgütleneceğini ve savaşacağını söylemesi,

Batasuna’nın Bölgesel  Parlamento’daki temsilcisinin  bir gazeteye verdiği röportajda, ETA’nın geçici bir hevesle silahlanmadığını, ETA’nın Devlet’e karşı koymak için tüm araçları kullanmayı gerekli gören bir örgüt olduğunu belirtmesi

İki ETA teröristine Batasuna’lı  belediyeler tarafından onur ödülü verilmesi,

Batasuna tarafından yönetilen belediyelerde devlete, İspanyol hükümet başkanına ve bazı siyasal partilere karşı mücadele  etmeye teşvik eden pankartlar asılması.

Bu gerekçelerle İspanyol Yüksek Mahkemesi, partinin ETA terör örgütü tarafından planlanmış bir stratejiye yanıt veren bir tutum içinde olduğunu, toplumsal cepheleşmeyi beslediğini, terörist faaliyetlere hoşgörü ile yaklaştığını, terör eylemlerini kınamayıp bu noktada stratejik ve sistematik bir sessizliği tercih ederek bu faaliyetleri zımnen onayladığını belirterek bu partiyi kapatmıştır.

Batasuna bu kapatma kararını AIHM’ye götürmüş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yaptığı incelemede bu davada İspanyol hükümetinin argümanlarını iki noktada toplamıştır:

Toplumsal cepheleşme yaratan unsurlar
Terörizmi zımni bir şekilde onaylayan unsurlar.

Bu iki argüman çerçevesinde  Batasuna kapatma iptal davasını inceleyen AIHM, İspanyol Yüksek Mahkemesi’nin sunduğu toplumsal cepheleşmeye neden olan eylemlere ilişkin delil ve gerekçeleri ikna edici bulmuş ve ETA Örgütünün siyasi kanadı olan bu partinin kapatılmasını haklı bulmuştur.

Son söz:
Yukarıda ETA Terör Örgütünün siyasi kanadı Batasuna partisinin kapatma gerekçelerini okurken, lütfen Batasunayerine HDP’yi, ETA yerine de PKK’yı koyarak okuyun.  Tam bir benzerlik  ve aynılık göreceksiniz. Bir kısmını sıraladığım gerekçeleri okuduğunuzda  bu gerekçelerin çok tanıdık geldiğini;  Türkiye’de yaşanan terörizm faaliyetleri, PKK-HDP ilişkisi ve HDP nin lider ve yöneticilerinin eylem, söylem ve faaliyetleriyle cuk örtüştüğünü göreceksiniz.

İnsan onuru gereği Demokrasi ve demokratik toplum nizamına sonsuz inanç içinde olmamız gereklidir. Demokrasi konusunda taviz vermeden   her türlü mücadeleye  azmederek ve siyasi partilerin demokratik hayatın en temel ve vazgeçilmez unsurları olduğu esasına sonsuz bir inançla sarılmalıyız. Demokrasiye olan bu inanç ve itikadıma rağmen, ne acıdır ama; HDP’nin kapatılmasının artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum ve bunun Ulusal güvenlik ve Milli Birlik açısından mutlak bir  gerçeklik ve gereklilik olduğu kanaatindeyim.

Demokrasi adına çok üzgünüm ama HDP’nin kapatılması vakti geldi, geçiyor bile…

The post ETA-BATASUNA PARTİSİ VE HDP’NİN KAPATILMASI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/eta-batasuna-partisi-ve-hdpnin-kapatilmasi/feed/ 0
‘ÇAKMA ZEYNA’ FİGEN YÜKSEKDAĞ VE ‘CİCİ ÇOCUK’ SELAHATTİN https://www.hatayinnabzi.com/cakma-zeyna-figen-yuksekdag-ve-cici-cocuk-selahattin/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cakma-zeyna-figen-yuksekdag-ve-cici-cocuk-selahattin https://www.hatayinnabzi.com/cakma-zeyna-figen-yuksekdag-ve-cici-cocuk-selahattin/#respond Thu, 05 May 2016 08:52:55 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1287 Deve kuşunu bilirsiniz. Koca gövdeli bir hayvan.. Deve kuşuna demişlerki; ‘Madem devesin, al şu yükü taşı’ Deve kuşu , ‘Yook ben deve değilim, kuşum’ demiş. O zaman demişler ki : “Madem kuşsun, o halde uç bakalım” Bu defa deve kuşu , “Yook ben kuş değil deveyim” demiş. Yani, yük taşıma külfetinden kurtulmak için “kuşum”diyor, uçma külfetinden kurtulmak …

The post ‘ÇAKMA ZEYNA’ FİGEN YÜKSEKDAĞ VE ‘CİCİ ÇOCUK’ SELAHATTİN first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
'ÇAKMA ZEYNA' FİGEN YÜKSEKDAĞ VE 'CİCİ ÇOCUK' SELAHATTİN

Deve kuşunu bilirsiniz. Koca gövdeli bir hayvan.. Deve kuşuna demişlerki; ‘Madem devesin, al şu yükü taşı’ Deve kuşu , ‘Yook ben deve değilim, kuşum’ demiş.

O zaman demişler ki : “Madem kuşsun, o halde uç bakalım” Bu defa deve kuşu , “Yook ben kuş değil deveyim” demiş. Yani, yük taşıma külfetinden kurtulmak için “kuşum”diyor, uçma külfetinden kurtulmak içinse,“deveyim” diyor.

7 Haziran seçimleri öncesi mitinglerde, gazetelerde, televizyonlarda oy verin, barajı geçelim, ülkedeki çözüm sürecinin teminatı olalım diye nutuklar atan, boyundan büyük laflar eden ve baraj mağduriyeti üzerinden, oy verin elimi güçlendirin diyen “Cici Çocuk, Kurdish Çipras, Türkiye’lileşen yakışıklı” Selahattin, şimdilerde bir nevi“deve kuşu kabaresi” oynamaya başladı.

Seçim oldu, HDP barajı geçti, 80 vekil kazandı…
Pekala, sonuç nedir?
Sıfır, elde var sıfır…
Selahattin aynı Selahattin… Üstelik bir de yanındakieşbaşkan,  “çakma Zeyna”, ukala  ve çok kötü bir imitasyon “Calamity Jane”le milletin aklı ve basiretiyle dalga geçiyorlar.

Dağdaki küstah, alçak, şerefsiz terörist Karayılan, savaş tamtamları çalan beyanlarda bulunuyor.

“Cici çocuk Selo” ne yapıyor…?

Bu “çakma Çipras”ı tanımayan birisi olsa, “yahu karayılan, sen bir sus, biz burada seçim kazandık, TBMM’de siyasi mücadeleye başladık, senin artık konuşman boş, silahlara veda…” mesajı verdiğini sanır.

Ama nafile… Nerdeee….

“New Nişantaşılı cici çocuk” ise; “Yani ne desek ki, bizi dinlerler mi dinlemezler mi bilemiyorum” diyor.

Yahu Selocan, sen deve kuşu’ymuşun da haberimiz yokmuş. Yahu bu kadar kısa zamanda, seçim öncesi ve sonrası Selahattin olarak, öyle bir dönüş yaptın ki; tam bir “fırıldak” misali… Deve kuşuna bile rahmet okutacak bir “kıvırganlık”sergiledin.

Ha bu arada sana bir uyarı; deve kuşunun bir başka özelliği daha var, onu da sende gördüğüm için bu uyarıyı yapıyorum. Kafasını kuma sokarmış devekuşu…

Amaaa,

Kafasını kuma sokarak saklandığını sanırken öyle bir yeri açıkta kalır ki sormayın gitsin…

Benden söylemesi…

Ha bu arada merak da ediyorum; “Haliç’te Yaşayan Simonlar”ın, Selehattin’in düştüğün bu zavallı ve aciz haline bakışlarını..

Kanal 7 devrindeki beyaz çoraplarıyla dalga geçilen ama sonra karşı mahalleye geçerek, kendince Nişantaşı’lılaştığını sanan, Yeni Akit deyişiyle zibidi, tarafsız bölgenin taraflı”yazarının bakışını…

Merak bile etmiyorum, “kimse kızmasın kendimi yazdım” diyen Cemal paşanın torununun gelgit’lerini…

“Çandarlı Cengiz Paşa”nın hezeyanlarını da duyar gibiyim zaten…

Ve cümle Erdoğan aleyhtarı “zehirli sarmaşık” misali yazarların, kalemlerinden akacak  zehiri ve dün söylediklerini yalanlayan söylemlerini, tenakuzlarını ve “PKK”cıklarına atılan bombaların yanlışlığını dillendiren ihanet söylemlerini şimdiden tahmin edebiliyorum…

Çünkü bazı yazar, çizer, düşünür, akademisyen diye geçinenlerin, bir boyutla “gâvurcuklarımı koru” diyen “Cibali Baba” misali davranacakları bir gerçektir.

Ey Selahattin, sen ne yapıyorsun, devletin zarafetini, zaafiyet mi sandın?

TSK uçakları PKK’yı bombalıyor…

Selahattin ve ekürisi hatun kişi başlıyor konuşmaya; “Bombalamaya gerek yoktu, aslında konuşarak halledebilirdik.”

“Sevgili Selahattin”, devlet refleksi sakindir, sana yavaş gibi gelebilir ama bilmelisin ki; devletin gazabı büyüktür, yakar, kavurur ve ihanet edenin yaptığını yanına bırakmaz.

Ve en önemlisi:  bu seçimde HDP’ye oy veren vatandaşlarımıza diyorum ki;

Cilalanarak Türkiye’lileştiği hissettirilen bu adamdan ve partisinden samimiyet beklemeyin. Daha önce bazı yazılarımda da dile getirdiğim gibi, “Çakaldan, Sırtlandan Kaplan Olmaz.” 

Çünkü şu anda  HDP’yi, “paralel yapı”, PYD, Esed ve bilumum Türkiye karşıtlarıyla “iş tutarken” görebilirsiniz. Bunlar için dostluk sadece Türkiye düşmanlığında ittifak edebilmektir.

Özellikle son seçimde bunlara oy veren kitleye diyorum ki: Gözlerinizi açın ve görün. Bunlar askerimizi, polisimizi, devletimizi düşman gibi görmekten hiçbir zaman vazgeçmediler, geçmezler de… Verilen oyların hesabını vermek çok zor olur. Bu yüzden de, herkes tercihlerini yeniden gözden geçirmelidir.

Canlı bomba olmak isteyenlere, askerimizi, polisimizi katledenlere, devlete karşı bölücülük eden herkese övgüler dizip, anarşi ve teröre karşı huzuru sağlamaya çalışan, kamu düzenini tesis etmek isteyen güvenlik güçlerimize zehir kusanlara oy vermek vebalinden en kısa zamanda kurtulmak lazımdır.

Ey Selahattin ve eş başkan hatun kişi (galiba ikisinden bir başkan çıkıyor ancak…)

Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlüdür,  kuvvetlidir ve hainlere mutlaka ama mutlaka ihanetinin bedelini ödetir.

Devletin sessizliği büyüklüğündendir. Siz “çözüm süreci”ni Türkiye’yi “çözme ve çözülme süreci” gibi algıladınız. Ama bu algınız sizi bitirecek bir “çözülme”nin başlangıcı olacaktır.

Siz devletin gazabını hafife aldınız,” böyle başladı böyle gider, taviz aldıkça taviz gelir” sandınız. Ama devlet refleksini yabana attınız, karşınızda bir “kadim devlet” olduğunu unuttunuz…

Ey “Selocan, eşbaşkanı çakma Zeyna ve Şürekası”, siz ne kuş’sunuz ne de deve…

Siz, sadece başını kuma gömerek “manidar” yerleri dışarıda kalan zavallı bir “insi deve kuşu”sunuz.

Hal i pür melalinizin böyle olduğunu, ödeyeceğiniz bedelle,  geç olsa da, siz de çok net anlayacaksınız.

Allah size oy veren “ödünç oy” sahiplerine basiret versin, gözlerini açsın.

Allah size akıl versin, ıslah etsin ve neye müstahaksanız sizi onunla hemhal etsin.

The post ‘ÇAKMA ZEYNA’ FİGEN YÜKSEKDAĞ VE ‘CİCİ ÇOCUK’ SELAHATTİN first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/cakma-zeyna-figen-yuksekdag-ve-cici-cocuk-selahattin/feed/ 0
​HDP – SELOCAN – SELAHATTİN https://www.hatayinnabzi.com/%e2%80%8bhdp-selocan-selahattin/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=%25e2%2580%258bhdp-selocan-selahattin https://www.hatayinnabzi.com/%e2%80%8bhdp-selocan-selahattin/#respond Thu, 05 May 2016 08:51:09 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1284 Siyasette verilen destekle güç elde edilir, bu ise sorumluluk getirir.. Sorumluluk bilinciyle hareket edilmezse, elde edilen güç“kontrolsüz güç”e dönüşür. “Kontrolsüz güç de güç değildir” sözü hepimizin malumudur. Çünkü bir anda edinilen, emaneten  ve birilerinin lütfu  gibi verilen güç bazen insanı “maskara”eder. Adeta  beceriksiz “acemi kasap” gibi kendini  yaralayıp gülünç bir dramı da yaşatır. 7 Haziran …

The post ​HDP – SELOCAN – SELAHATTİN first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
HDP - SELOCAN - SELAHATTİN

Siyasette verilen destekle güç elde edilir, bu ise sorumluluk getirir..

Sorumluluk bilinciyle hareket edilmezse, elde edilen güç“kontrolsüz güç”e dönüşür.

“Kontrolsüz güç de güç değildir” sözü hepimizin malumudur.

Çünkü bir anda edinilen, emaneten  ve birilerinin lütfu  gibi verilen güç bazen insanı “maskara”eder. Adeta  beceriksiz “acemi kasap” gibi kendini  yaralayıp gülünç bir dramı da yaşatır.

7 Haziran seçimi sonrası HDP, tam da böylesi bir konumda görünmektedir. Selahattin Demirtaş adeta “Çok Kocalı Hürmüz” durumunda kalmanın şaşkınlığı içine girmiş bulunmaktadır.

Çünkü gelişen siyasetle ilgili fikir beyan ederken bile;  acaba “kandil ne der, İmralı ne der, partililer ne der, emanet oy sahipleri ne der” tedirginliği içinde tavır sergileme zorluğunu yaşamaktadır.

Evet gerçekten zor bir durum ve konum…

Seçim öncesi, atfedilen  Çipras’vari davranışlarla köpürtülen, sazlı sözlü programlarla parlatılan, mutfakta verdiği görüntüyle sempatikleştirilip “şirin”leştirilen Demirtaş, şimdilerde eylem ve söylem açmazı içinde yuvarlanıyor.

Çünkü herkes doğasının gereği gibi davranır.

Demirtaş ve HDP cilalansa da, “algı oluşturma” yöntemleriyle oy verilsin modasının ikonu haline getirilse de;  yaratılan “sanal  imajın” yaldızları  tek tek dökülmeye başladı.

Dağdan Karayılan denen yılan “ateşkes bitti” açıklaması yapıyor, “zavallılaşan”Demirtaş “yok efendim  aslında şunu demek istediler” şeklinde tevil etmelerle, Yılan’ın söylemini makulleştirme girdab ve bumerangını  yaşıyor

Öte yandan seçim öncesi gittiği ABD’de  yaptığı görüşme ve angajmanların gereğini yapmaya,“boğazın ağa”larına medyatikleşme  borcunu ödemeye çalışıyor.

Dağdan Karayılanı tevil et, İmralı’ya usulen de olsa selam çak, paralele seni unutmadım de, ABD’ye aklımdasın diye söyle,  saç üstünde gözleme yaparak seçmene hala “şirinim” mesajı ver, Nişantaşı’na “Türkiye’lileşmeye” devam de….

Ah be Selahattin ne zor işin var senin…

Yedi kocalı Hürmüz vardı hani…

Yazık sana yahu..

Sen  yedi de değil,  sayısı belirsiz “çok kocalı Hürmüz”e döndün…

Ama unutma ki; “cilalı imaj devri”nin, cilacı’larının sana yaptığı cilalar dökülüyor…

Artık “aslına rücu” ediyorsun.

Çünkü:  Karayılan hala “yılan” ve  zehir kusuyor.

İmralı hala aynı….

ABD aynı, Paralel aynı, destekçin medya aynı…

Seni  imaj’layan medya ve sahipleri için sen “kullan at” tarzı bir aparatsın…

Nişantaşı seni almaz içine Selahattin, Etiler almaz seni sahiline İstanbul’un…

Yahu sen ne çabuk gaza gelirmişin de haberimiz yokmuş…

Sen ki;  partinle, terör örgütünle, temsil ettiğini sandığın Kürtlerle, imralı’daki sözüm ona“liderinle”; seni podyuma çıkartan “Boğaz’ın ağaları” için, -alınma ama çok üzgünüm bunu söylemek zorundayım- “saray soytarı”sından öteye geçemezsin.

Sen ne sandın Selahattin… “Selocan”lık senin neyine idi….

Onların elinde senin gibi çok argüman var, yeri geldikçe kullandıkları ve kullanıp attıkları…

Sen de;  7 Haziran seçimi için, kendini “beyaz türk” diye niteleyen, temsil ettiğini dillendirdiğin Kürtleri yok sayan ve yeri geldikçe sahneleyecekleri  oyunda  “figüran” gibi gören bu“seçkinci” kesim için, Tayyip Erdoğan’ı  ve Ak Parti’yi zayıflatmak amaçlı, kullanılacak en etkili“aparat” idin…

Ne sandın Selahattin, bir anda kendini “esas oğlan”mı sandın yoksa….

Hani seçim öncesi TV ve Gazetelerinde seni öne çıkartıp, allayıp pullayan, yaldızlayanlar…

Hani nerdeler…

Haaa…  onlar yine “sırça köşklerinde,yatlarında” ramazan ayında viski yudumlayıp,sigara tüttürerek senin “zavallı çırpınışlarını” müstehzi tebessümle izliyorlar.

Çünkü Onlar,  dün de böyle idiler, bugün de böyleler ve yarın da böyle olmaya devam edecekler ve devam etmek isteyeceklerdir.

Ama sen…

Vazifeni yaptın Selahattin, kısa olan kullanım ömrün bitti…

Çok hızlı oldu yeniden Selahattin’leştirilmen….

Sana “Selocan” dediklerinde gerçek sandın, kaşların, gözlerin, bakışların dediler, yakışıklısın, gençsin, şirinsin dediler… inandın, dinlemedin kimseyi…

Ne de havaya girmiştin beh….

Ama seni “solucan” gibi gören o malum kesimin nazarında, “Selocan”lığın kısa sürdü, şimdi yine“Selahattin”leştirildin..

Ama olsun be Selahattin… “Bir gün de olsa beylik, beyliktir” misali, birkaç aylık da olsa“Selocan” olman güzeldi be Selahattin..

The post ​HDP – SELOCAN – SELAHATTİN first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/%e2%80%8bhdp-selocan-selahattin/feed/ 0