Kansere bağlı ölümlerin çoğu bu kontrolsüz çoğalan hücre topluluklarının hayati organlarda oluşturduğu hasarlar ve fonksiyon bozuklukları sonucu geliştiğinden, hastalığın erken dönemde yakalanarak tedavi edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu amaçla çeşitli tarama ve erken tanı yöntemleri geliştirilmiştir. Bu önemli sağlık sorununa kamuoyunun dikkatinin çekilmesi ve toplumun kansere yönelik bilincinin arttırılması amacıyla Nisan ayının ilk haftasında “Kanser Haftası” başlığı altında çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Bu sayede kanserle savaşa yönelik ilginin ve farkındalığın canlı tutulması amaçlanmaktadır.
Kanserin temel tedavi yöntemleri arasında cerrahi tedavi, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve hormonoterapi gelmektedir. Son yıllarda geliştirilen ve kanserli hücrelerin moleküler özellikleri belirlenerek kişiye özgü tedavi imkânı sağlayan hedefli tedaviler ve akıllı moleküller ise hastalığın doğal seyrini tamamen değiştirmiştir. Güncel tedavilerin her geçen gün artması ile kanseri hipertansiyon veya diyabet gibi kronik bir hastalık durumuna getirme çabaları sonuç vermeye başlamıştır. Ancak tüm bu gelişmelere karşın kanser halen ölümcül bir hastalık olarak ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaya devam etmektedir.
Bu noktada kanserin tedavisinden daha önemli bir noktaya dikkat çekmek önemlidir; bu da kanserden korunma ve erken teşhistir. Sigara, dengesiz beslenme, obezite ve kontrolsüz olarak güneş ışınlarına maruziyet kansere neden olan faktörlerin %90′ ını oluşturmaktadır. Bu nedenle sigara içilmemesi, eğer içiliyorsa derhal bırakılması, doğal ve dengeli beslenmenin tercih edilmesi, fazla kiloların verilmesi ve düzenli egzersiz yapılması, güneş ışığından optimal yararlanılması ve aşırıya kaçılmaması kanserden korunmada alınacak temel önlemlerdir.
En az ‘kanserden korunma’ kadar önemli olan bir diğer kavram ‘erken tanı’dır. Toplumdaki alışılagelmiş kanaatin tersine erken teşhis konduğu takdirde kanser bütünüyle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Birkaç istisna dışında hemen hemen bütün kanser türlerinde hastalığın erken dönemde yakalanması yarar sağlamaktadır. Günümüzde tanı yöntemlerindeki gelişmelerin artması birçok kanser türünün daha erken evredeyken yakalamanmasına olanak tanımaktadır. Bu amaçla en sık görülen kanser türleri olan meme, serviks (rahim ağzı), prostat, cilt ve kolon-rektum (barsak) kanserlerine yönelik tarama programları uzun yıllardır ülkemizde ve dünyada kullanılmaktadır. Yılda bir kez yaptırılacak çok basit ve ekonomik tetkikler olan olan mammografi, smear testi ve PSA testi ile sırasıyla meme, serviks ve prostat kanserinin erken tanısı ve kesin tedavisi mümkündür. Yine hem kadınlarda hem erkeklerde periyodik olarak uygulanacak dışkıda gizli kan testi ve endoskopik inceleme (kolonoskopi) kolon-rektum kanserinin, düzenli dermatolojik muayene ise cilt kanserinin erken tanısına olanak sağlamaktadır.
Kanserden korunmak kanser tedavisinden her zaman daha kolay ve daha ucuzdur. Kanserle ilgili bildiklerimizin artması ve erken tanı-tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile artık kanserle mücadelede daha güçlüyüz. Bu yüzden diyoruz ki: Kanser önlenebilir bir hastalıktır! Erken teşhis hayat kurtarıcıdır! Kanserin tedavisinde moral de çok önemlidir.

Reyhanlı Halk Eğitim Merkezi Cemil Meriç Konferans salonunda gerçekleşen etkinlikler; saat:14.00’da saygı duruşunun ardından Milli marşımızın okunmasıyla başladı. Program, İlçe Müftü Vekilimiz Sayın Yusuf Keser’in açılış konuşmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti, sinevizyon gösterimi,Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Dekanı Sayın Prof. Dr .Zekeriya Pak’ın konuşmaları,4-6 yaş arası Kur’an Kursu öğrencilerimizin gösterileri ve ilahiler eşliğinde tamamlandı.

 

Kaynak: Reyhanlı Belediyesi

Başkan Göksu, engelli haklarının, kazanımlarının korunmasına, yaşam standartlarının geliştirilmesine dikkat çekebilme adına 10-16 Mayıs tarihleri arasında “Engelliler Haftası”nın kutlandığını ve çeşitli etkinlikler düzenlendiğini kaydetti.

“Engelliler Haftası; toplumun tüm kesimlerinin çeşitli konularda, engellilerin daha rahat ve mutlu yaşayabilecekleri tedbir ve iyileştirmeleri yapmaları açısından önemli bir haftadır” ifadelerini kullanan Göksu, mesajına şöyle devam etti:

“Sosyal devlet anlayışında, engelli olup olmadığına bakılmaksızın her bireyin, yasalarla belirlenen temel hak, fırsat eşitliği ve temel özgürlüklerden eşit biçimde yararlanma hakkına sahip olduğu yer aldığından Ülkemizde sürdürülen pozitif ayrımcılık türü desteklerle, engelli vatandaşlarımızın sorunları en aza indirgenmeye çalışılmaktadır.

Engellilerin; toplumsal hayata katılımlarını, çalışan, üreten, varlığından kıvanç duyan saygın birer vatandaş olarak yaşamalarını sağlamak ve rehabilitasyon programlarını geliştirmek sosyal refah açısından da çok önemli bir unsurdur. Engellilik durumları konusunda farkındalık oluşturabilmek; her bireyin üretken olabildiği, karar mekanizmalarına ulaşabildiği ve toplumla iç içe onurla yaşamını sürdürebildiği bir dünyanın inşası için el ele vermek, uygar bir toplum kimliği kazanmada etkin bir rol oynamaktadır. Birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz sürece aşamayacağız engelin olmadığı ve birbirini seven insanlar için engellerin bir tatlı tebessümden ibaret olduğu unutulmamalıdır.

Başta çocuklarımız olmak üzere, tüm engelli vatandaşlarımızın üretim ve beceri kabiliyetlerinin geliştirilmesi sonucunda, eğitimden sanata, spordan kültüre kadar gösterilen başarılar toplum olarak bizleri her zaman gururlandırmaktadır. Hükümetimiz, engelli vatandaşlarımızın topluma entegre olmaları, mesleki eğitim ve istihdamları yönündeki projelerde önemli adımlar atmıştır. Engelliler konusunda, bazı önemli çalışmalar da devam etmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle, tüm engelli vatandaşlarımızın Engelliler Haftası’nı kutluyor, hafta dolayısıyla düzenlenecek tüm etkinliklerin toplumsal bilinç ve hassasiyetin artmasına vesile olmasını diliyor, sağlıklı, mutlu, güvenli ve başarılı bir hayat sürdürmeleri isteğiyle hepsine saygılar sunuyorum.”

 

Yeşilay Haftasında alkollü içkilerin, uyuşturucuların topluma, aileye, bireye zararları anlatılır.
Uyuşturucu denilince esrar, afyon, kokain, LSD gibi uyuşturma özelliği olan maddeler akla gelir.

Alkollü içkiler ise içildiğinde insanı sarhoş eden her tür içkilerdir. Alkollü içki veya uyuşturucu alanlar önce rahatlık, baş dönmesi duyar, sonra sarhoş olurlar. Sarhoşlar doğru düşünüp doğru karar veremezler. Kolay suç işlerler, içkili iken araç sürenler taşıt kazalarına neden olurlar. Alkollü içkiler, uyuşturucular insanda zamanla alışkanlık yaratır. Alkol almayı alışkanlık haline getirenlere alkolik denir. Alkolikler kazançlarını içkiye verirler. Çevrelerini rahatsız ederler. Bu yüzden alkolikler toplum içinde sevilmezler, sayılmazlar. İçki ve uyuşturucu kullanımı aile düzenini bozar.
Uyuşturucu ve alkollü içkiler sağlığa da zararlıdır. Vücudumuzda önemli görevler yapan beyin, mide, kalp, akciğer gibi organlar içki ve uyuşturucudan etkilenir. Ülser, siroz, felç gibi hastalıkların nedeni uyuşturucu ve alkollü içkilerdir.
Sigara: Toplumumuzda kullanımı yaygın olan bir keyif maddesidir. Sigara iştahı keser, sindirimi güçleştirir, dişleri sarartır, ülsere sebep olur. Akciğerde bronşları doldurur, öksürmeye yol açar. Sigaranın kansere de neden olduğu ileri sürülüyor.
Ülkemizde uyuşturucu maddelerin yapımı, satışı, kullanılması, taşınması, bulundurulması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar suç işlemiş olur. Suç işleyenlere ağır hapis cezaları uygulanır.
Uyuşturucu maddelerin bir bölümü ilaç yapımında kullanılır. Bu amaçla bazı uyuşturucu maddelerin hükümet belirli koşullarla izin verir.
Topluma, aileye, bireye zararlı olan içki ve uyuşturucuların kullanımını eğitim yoluyla engellemek için kurulan Yeşilay Derneği’nin simgesi; beyaz üstünde yeşil bir aydır. Yeşilay Derneği Genel Merkezi, Yeşilay adlı aylık bir dergi yayınlıyor. Bu dergi düzenli olarak alkollü içkilerin, uyuşturucuların, sigaranın topluma ve sağlığa olan zararlarıyla ilgili yayın yapıyor.
Yeşilay Haftası boyunca öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım. Kötülüklerin anası olan uyuşturucu ve alkollü içkilerden uzak duralım.