Dünün küçükleri bugün dev, bu şehirde yerinde sayıyor, eskiyi özlüyor…
Ekonomide, kültürde, sanayide, sporda nerede başa güreşiyor.
Halk mutsuz, esnaf dertli, siyasetçi çare üretmiyor.
Bu şehrin kaç tane holding ki mevcut…
Kaç tane markası, sayısız iş adamı ihracatı koşuyor.
Ekonomi, yüzleri güldürmüyor…
Kısır, çekişmeler, sen ben kavgası bitmiyor…
Birlik ve beraberlik sadece acı günlerde gözüküyor.
Bu şehir artık, atmalı üzerindeki tembellik ve uyuşukluğu…
Siyasetçi, sanayicisi ve toplumsal örgütler bir olmalı…
İnsanlara aş ve iş için seferber olunmalıdır.
Yetişmiş beyinler geleceklerini başka diyarlarda aramamalıdır.
Yaşlılar torunlarını gurbetten döneceği günleri beklememelidir.
Yoksulluk ve yolsuzluğa hep birlikte savaş açılmalıdır.
Güzel günlerin hayalleri bugünden kurulmalıdır.
İnanılmalı güzelliklerin uzakta olmadığına…
Uzatılan her el boşta kalmamalıdır.
Birlik ve beraberlik her sorunun çözümündeki ilk adımdır.
Toplumdaki huzur, yöneticilerin akıllı adımlarıyla mümkündür.
Yöneticiler gelecek adına kafa yormalı, insanlara aş ve iş sağlamalıdır.
Siyasiler siyasi idealleri değil, yaşayan halkın geleceğini düşünmelidir.
Üreten bir toplum oluşturulmalı, üretmenin tadı tattırılmalıdır.
Kendini hakir ve hor gören bir toplumdan cevval ve inanan bir toplum haline getirilmelidir…
Yoksa her gün basın ve yayınlarda basit gündemlerle vakit geçirilmemelidir.
Şehirleri güzelleştirmek isteyen idareciler, insanlarında huzur iklimine hitap etmelidir.
İşsiz sayısının artması bir toplumun en yumuşak karnıdır.
Siyasiler bu konuda yatırımları arttırmakla bu soruna çare bulurlar.
Hak ve hakkaniyetlerin olmadığı bir yerde kalıcı başarı olmayacaktır.
Bu şehir, büyüyecekse şehir ile kenetlenmiş yöneticilerde büyür.
Yöneticiler dünün yanışlıklarını bırakıp geleceğin marka şehirlerini oluşturmalı gayretlerini vermelidirler…
Yoksa ümitsiz yığınların oluşturduğu hayata küskün binlerin oluşturduğu yaşadığı, yaşanmaz şehirler oluşur.
Bu da hepimize hayatı yaşanmaz yapar.
Gülen yüz sayısı mutluluğun ilk basamağıdır.
Bu şehir etrafına güzellikler saçan bir diyar olmalıdır…
Eriyen şehir ayağa kalkmalı…
Bu gidişata hep beraber dur demeli…
Yoksa bu şehir geçmişi ile teselli bulacak.
Teselliler de karın doğurmuyor.
Yeni kapılar aranmalı…
Ufuklara yelken açılmalı…
Siyasilerin aktif rol oynaması sağlanmalı…
Bu şehrin büyümesi ya da küçülmesindeki,
En büyük sorumlu siyasilerdir.
Siyasiler orkestra şefi gibi olmalıdır.
Herkesi motive etmeli, taşın altına elini koymalıdır.
Bunu yapan siyasiler ölümsüzleşir.
Bize eriyen değil yeniden doğan şehirler gerek…
Yeniden coşkun şehirler için herkes yüreğini ortaya koymalıdır.