Adayların çokluğu, partiler için güzellik…

Demokrasi için bayram seyran…

Ama unutulmamalı, bu iş kısmet işi…

Ne yaparsan yap sonunda kaderin tecelli edecektir.

Bu yolda mutlu olunacaksa,

Her sonuç baş tacı yapılmalıdır.

Genel merkezler oy oranına göre yoğun…

Meclisteki vekillerin bir gözü seçim bölgelerinde…

Onlarda daha büyük heyecan mevcut…

Kimsenin yeri garanti değil.

Ankara her zaman ki gibi esrarengiz…

Herkes mavi boncuk dağıtmakta…

Seçimlerde millet olarak rahatlarız.

Hepimiz partilerimizle şarj oluruz.

Her kahve köşesinde vekillik lotoları oynanır.

Ama bir şey unutulur.

Kısmeti olanın bu işi göğüsleyeceği unutulur.

Meclis yolundaki bu mücadeleler projelerle olmalıdır.

Büyük Türkiye’nin büyük planları anlatılmalıdır.

Kişisel egolar değil, toplumun beklentileri dillendirilmelidir.

Bir milletin geleceği vereceğimiz bir oydan geçmektedir.

Oy diyip geçmemek lazım.

Bir beldenin kaderi bir oy yüzünden değişebilir.

İş yapacak, kapıları zorlayacak adaylar tercih edilmelidir.

Partiler aday belirlerken birçok kriteri göz önünde bulundurmalıdır.

Her partinin belirli kriterleri mevcut…

Ama unutulmamalı, ana kriter halkın kendisidir.

Tercihler konusunda şehir efsaneleri anlatılsa da,

Halka istemezse hiçbir şey olmaz.

Halkın gücü, her gücün üzerindedir.

Belde ve yöreler güçlü bir meclis istiyorsa, kendi içlerinden gelen adaylara sahip çıkmalıdır.

Bu seçimde de bazı sürprizlerin olacağı akıldan çıkmamalıdır.

Ankara, Anadolu’ya bazı vakitler sürprizler yapabilir.

İstatistikler, kurallar, teamüller değişebilir.

Hepimiz sürprizlere hazırlıklı olmamızda fayda var.

Ankara, soğuk yüzünü sıcak tutabilme ihtimali var mı?

Bilinmeli ki siyaset akıl ve mantık işi değil,

Kısmet ve nasip işidir.

Ankara’dan bakış; partiler güçlü, şahıslar fanidir.