1917 yılında Ermeni-Rus orduları Azerbaycan’ı kasıp kavurur. Müslüman Türk ahali zor durumdadır. Osmanlı hükümeti, yardım amacıyla dönemin ünlü askerlerinden Nuri Paşa komutasında bir orduyu Azerbaycan’a gönderir. Bu askerî birlik içinde ismi Ahmet olan küçük bir çocuk da vardır. Ahmet’in babası yüksek rütbeli bir Osmanlı zabiti olan Nimetullah beydir.

Annesi ise Fatıma hanım. Ahmet, daha küçük bir çocuk iken annesini kaybeder. Sefer emri alan Nimetullah bey, oğlunu emanet edebileceği bir akrabası olmadığından o sırada 7 yaşında olan Ahmet’i yanında götürmeye karar verir. Askerî birliğin İstanbul’da başlayan uzun ve yorucu yolculuğu Gence’de sona erer. Kente vardıklarında küçük Ahmet’i bir çocuk yurduna teslim eder babası, sonra da Azerbaycan’ın iç bölgelerinde devam eden savaşa katılmak amacıyla cepheye koşar.

Dünün küçük Ahmet’i Nevruz Caferov, ak sakallı bir dede olmuş şimdi ve Bakû’de yaşıyor. Dimdik duruşu, kartal bakışı ve çehresindeki çizgiler onun başka bir coğrafyaya ait olduğunu gözler önüne seriyor. Bakû’deki Türk Şehitliği’nde isimleri pirinç levhalara yazılı kahramanlara bakıp, ‘Ben buraya onlarla birlikte geldim’ diyor. Sonra da gözünü ufka dikerek şunları söylüyor: ‘Onlar babamın arkadaşları. Benim amcalarım oluyor. İstanbul’dan Gence’ye uzanan uzun bir yolda arkadaş olmuşuz onlarla

 Sözde Ermeni soykırımının yapıldığı tarih olan 24 Nisan günü gerçekleştirilen Türk tarihinde eşsiz bir trajedi olan Ermeni Zulmünün 101. yıldönümü nedeniyle düzenlenen “Ermeni Yalanlarına Türkçe Cevaplar” adlı konferan’a konuşmacı olarak Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, Araştırmacı Yazar Yunus Oğuz ve Hüseyin Adıgüzel katıldı. Toplantıya, çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üniversite öğrencileri, geniş bir halk kitlesi ve MHP Hatay Milletvekili Adayı Araştırmacı-yazar Sayın Mehmet Akif Terzi’de katıldı. Yapılan saygı duruşundan sonra coşku ile Azerbaycan ve Türk Milli Marşları okundu. Açılış konuşmasını Dörtyol Belediye Başkanı’nın yaptığı konuşmadan sonra kürsüye gelen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva Türklerin tek ve büyük bir millet olduğunu, acılarının da sevinçlerinin de aynı şekilde tüm dünya Türkleri arasında hissedilmesi gerektiğine özenle vurgu yaptı. Hocalı’da ve Karabağ’da yapılan zulmü Türkiye’deki, Kuzey kıbrıs’taki, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, İran Azerbeycan’ı, Balkanlar ve dünyanın daha birçok yerindeki Türkleri derinden yaraladığı ve bu zulmün sona ermesi için birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğini söyledi. Dünyadaki ve Avrupa’daki Ermeni diasporasının gücünü kırabilmemiz için hepimize ayrı ayrı görevler düştüğünü, hepimizin elini taşın altına koyması gerektiğini ve yalanlara karşı ortak tepkiler verebilmemiz gerektiğini söyleyen Paşayeva, Türklerin tek hedefinin Dünya Türklüğünün birleşmesi olması gerektiğini söyleyerek konuşmasına son verdi.
Soykırımı Türkler Değil, Ermeniler Yapmıştır!
Yapılan diğer konuşmalarda Ermeni lobi ve topluluklarının kendilerine Türkler tarafından soykırım yapılmış göstererek kendi kurdukları yalan ve söylemlere kendilerinin de inanarak haklı olduklarını kanıtlamak için sahte belge, bilgileri toplayarak yüzlerce yazılı kitaplar ile dünyayı etkilemeye çalıştıklarını ifade eden birbirinden değerli konuşmacılar 101. Yıl önce Ermenilerin değil Ermeniler tarafından Türk soydaşlarımıza çocuk, genç, yaşlı demeden soykırım yapıldığını; bunu tüm dünyaya anlatmak için de Türk devletlerinin el ele vermeleri gerektiği ifade edildi. Konferans sonunda katılımcılara Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy tarafından günü anısına plaket ve çiçek takdim edildi.