Köşe Yazıları Haberleri | Hatay Haber, Hatay Haberleri https://www.hatayinnabzi.com Hatayın Nabzı Fri, 25 Sep 2020 13:18:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 Hain darbeciler… https://www.hatayinnabzi.com/hain-darbeciler/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=hain-darbeciler https://www.hatayinnabzi.com/hain-darbeciler/#respond Fri, 25 Sep 2020 13:18:56 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5844 12 Eylül 1980 öncesinde, Koalisyon Hükumetleri iş başında oldular.Ülkemiz hiç iyi yönetilemedi. Herkes başka bir tarafa çekiyordu.Anarşi ve terör, almış başını gidiyordu.Üniversiteler örgütlerin yuvası haline gelmişti. Paramızın değeri hiç kalmamıştı. İMF’ye boyun eğmiştik. Alışverişler karne sıraları ile kısıtlı olarak yapılabiliyordu. Kargaşa ortamının artması için çok senaryolar devreye kondu. Olaylar kesilmeden sürüyor, faili meçhul cinayetler birbirlerini …

The post Hain darbeciler… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
12 Eylül 1980 öncesinde, Koalisyon Hükumetleri iş başında oldular.Ülkemiz hiç iyi yönetilemedi. Herkes başka bir tarafa çekiyordu.Anarşi ve terör, almış başını gidiyordu.Üniversiteler örgütlerin yuvası haline gelmişti. Paramızın değeri hiç kalmamıştı. İMF’ye boyun eğmiştik. Alışverişler karne sıraları ile kısıtlı olarak yapılabiliyordu. Kargaşa ortamının artması için çok senaryolar devreye kondu. Olaylar kesilmeden sürüyor, faili meçhul cinayetler birbirlerini takip ediyordu. Kalabalık yerlerde bombalar patlatılıyordu. Çok canlar yanıyor, insanlarımız üzülüyordu. Mahalleler, sokaklar, caddeler sağ ve sol diye ikiye bölünmüştü. Belirli çevrelerce, ortalık karışsın da, Ülke Yönetimine el koyalım diye çok çabalar gösterildi. Sonra da Ülkede huzur ve sükunun sağlanması için darbe yaptık dediler.Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in başbakan olduğu hükûmet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başladı. Çok sayıda kişiyi suçsuz yere yıllarca hapse attılar. Demokrasiye yağlı ilmek geçirildi.İnsan hakları askıya alındı. Birbirlerini sevmeyenler şikayet yolunu seçtiler. İhbar makinesi kuvvetle hız hızlandı. Gençler, bir sağdan, bir soldan karşılıklı olarak suçsuz yere idam edildi. Çok sayıda anne, baba, kardeşleri,eş ve çocukları ağlattılar.


2000 yılında Adana savcısı Sacit Kayasu Kenan Evren hakkında iddianame hazırladı. Fakat, Kayasu’nun iddianamesi kabul edilmedi. Kayasu ilk olarak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından kınama cezası aldı. Daha sonra Yargıtay tarafından “görevi kötüye kullanmak” ve “askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif” suçundan mahkûm edilen Kayasu’yu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu meslekten ihraç etti. Avukatlık yapma hakkı dahi elinden alınan Kayasu, ihraç kararı üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açtı. 2008’de sona eren davada “ifade özgürlüğünü kısıtladığı” için Türkiye 41 bin avro tazminata mahkûm edildi.12 Eylül 2010’daki referandumda %58 evet oyu çıktı ve 13 Eylül 2010 sabahından itibaren 12 Eylül’ün sorumluları hakkında suç duyuruları yapılmaya başlandı.


12 Eylül 2010 tarihinde sonuçlanan referandum sonrasında değiştirilen yasalar çerçevesinde 12 Eylül 1980 yılında gerçekleştirilmiş olan ihtilalden mağdur olanların ilgililere dava açma hakkı doğdu. Bunun sonucunda referandum tarihinin ilk gününden itibaren savcılığa binlerce suç duyurusunda bulunuldu. Bütün bu suç duyuruları toplanıp Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7 Nisan 2011 yılında ilk soruşturma açıldı. Darbenin üzerinden geçen 31 yıl sonunda açılabilen ilk soruşturmadır.

Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK’nın “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü.

Hainler halkın vicdanında sürekli yargılanacaklardır. Darbecilerin hiç bir zaman yaptıkları yanlarına kar kalmayacaktır. 40. Yılında 12 Eylül darbesini, tüm darbeleri ve darbe teşebbüslerini şiddetle, nefretle kınıyorum. 

 Yaşasın demokrasi, Yaşasın insan hakları…

The post Hain darbeciler… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/hain-darbeciler/feed/ 0
Din istismarcıları… https://www.hatayinnabzi.com/din-istismarcilari/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=din-istismarcilari https://www.hatayinnabzi.com/din-istismarcilari/#respond Fri, 25 Sep 2020 13:17:37 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5842 Yüce Dinimiz İslam; insana Rabbini tanıtmak, var oluş gayesini bildirmek, dünya ve ahiret saadetini temin etmek için gönderilmiştir. İslam, Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin örnekliğinde şekillenmiş değerler ve kurallar bütünüdür. Müminler öteden beri bu değerlere sımsıkı sarılmış, bu kurallara uyarak İslam’ı doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru yaşamak için gayret göstermiştir. Ne var ki hak, hakikat ve …

The post Din istismarcıları… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Yüce Dinimiz İslam; insana Rabbini tanıtmak, var oluş gayesini bildirmek, dünya ve ahiret saadetini temin etmek için gönderilmiştir. İslam, Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin örnekliğinde şekillenmiş değerler ve kurallar bütünüdür. Müminler öteden beri bu değerlere sımsıkı sarılmış, bu kurallara uyarak İslam’ı doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru yaşamak için gayret göstermiştir. Ne var ki hak, hakikat ve istikamet dini olan İslam’ı, dünyevi çıkarları uğruna istismar etmeye çalışanlar da dünden bugüne var olagelmiştir.

Din istismarı, dinin manevi otoritesini kullanarak maddi kazanç, güç, şöhret ve makam elde etmektir. Dini istismar edenler, Allah’la ve Peygamberimizle görüştüklerini iddia ederek insanların iradelerini teslim almaya yeltenir. Hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini hakikatin yegâne temsilcisi gibi göstermeye çalışır. Sözde keramet ve rüyalarla, bidat ve hurafelerle saf Müslümanları yönetmek ister. Şifa dağıtma, kısmet açma vaadiyle insanların çaresizliklerinden menfaat devşirir. Bilhassa gençleri hedef alarak toplumun heyecanını, hayal ve ideallerini, dinî inanç ve duygularını sömürür.

Din istismarcıları, kendileri gibi düşünmeyenleri dışlar, mutlak itaat göstermeyenleri ötekileştirir hatta tekfir eder. Kendilerine kayıtsız şartsız bağlılığı şart koşarak aile, millet, kültür ve kimlik bağlarını zayıflatır. Menfaati uğruna yalanı, ikiyüzlülüğü, hırsızlığı, şantajı, şiddeti meşru görür. Sonuçta hem kendisi sırat-ı müstakimden sapar, hem de başkalarını saptırır.

Din istismarı karşısında her birimize düşen, ferasetli ve basiretli davranmaktır. İstismar hareketleriyle samimi gayretleri birbirinden ayırt etmek için teyakkuzda olmaktır. Yüzyıllardır bu topraklarda dinî hayatımızı besleyen güçlü ve güvenilir maneviyat damarlarımızı tanımaktır. İslam’ı tahrif ve istismar etmek isteyenlerin bir amacının da köklü Anadolu irfanına zarar vermek olduğunu unutmamaktır.

Şu da bir gerçektir ki inancı ve dini değerleri üzerinden insanları aldatmak nasıl din istismarı ise iftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din istismarıdır.

Son ve mükemmel dinin mensupları olarak, Cenab-ı Hak bize akıl ve irade ihsan etmiştir. Dinimizin değişmez ilkeleri, kültürümüzün değerleri ve 14 asırlık sağlam bir ilim geleneğimiz vardır. Bunların kıymetini bilelim ve hazinelerimizi heba etmeyelim. İstismara fırsat vermemek için dinimizi uzman kişilerden, iyi niyetli ve sağlam kaynaklardan öğrenelim. Ölçümüz daima Kur’an-ı Kerim’in değişmez hakikatleri ve Peygamberimizin sünnet-i seniyyesi olsun.

Hayırlı ve sağlıklı günler…

The post Din istismarcıları… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/din-istismarcilari/feed/ 0
TEMİZLİĞİN ÖNEMİ https://www.hatayinnabzi.com/temizligin-onemi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=temizligin-onemi https://www.hatayinnabzi.com/temizligin-onemi/#respond Fri, 25 Sep 2020 13:16:02 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5840 emizlik, tabiatın özünde ve insanın fıtratında var olan bir ihtiyaçtır. İnsana yakışan; temiz, nezih, sade ve zarif olmaktır. Yüce dinimiz İslam, temizliği imanın vazgeçilmez bir gereği olarak görür. Müminlere maddi ve manevi kirlerden arınmayı, hayatın her alanında pak ve temiz olmayı emreder. Temizlik, maddi olduğu kadar, manevi anlamda da güzelliğe erişmektir. Ruhu yoran ve gönül …

The post TEMİZLİĞİN ÖNEMİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
emizlik, tabiatın özünde ve insanın fıtratında var olan bir ihtiyaçtır. İnsana yakışan; temiz, nezih, sade ve zarif olmaktır. Yüce dinimiz İslam, temizliği imanın vazgeçilmez bir gereği olarak görür. Müminlere maddi ve manevi kirlerden arınmayı, hayatın her alanında pak ve temiz olmayı emreder.

Temizlik, maddi olduğu kadar, manevi anlamda da güzelliğe erişmektir. Ruhu yoran ve gönül aynasını karartan manevi kirlerden uzaklaşmaktır. Dış dünyamız gibi gönül hanemizi de tertemiz tutarak huzur bulmaktır.

Temizlik, kul olduğumuzu, yaratılış gayemizi unutturan her türlü hatalı tutumu terk etmektir. Kendimizi günah ve haramdan uzak tutmaktır. Öfke ve haset, kin ve nefret, yalan ve iftira, kibir ve riya gibi manevi hastalıklardan arınmaktır. Allah’ın rızasına, güzel ahlâka ve helâl olana yönelmektir.

Manevi anlamda arınmaya gayret eden Müslüman, maddi temizliğine de özen gösterir. Temiz yaşamak ve sağlığını emanet bilerek korumak, müminin erdemidir. Dininin direği, gözünün nuru olan namaza abdestle hazırlanan her mümin, en çok kirlenen uzuvlarını günde en az beş defa temizlemiş olur. Peygamber Efendimizden aldığı terbiye gereği, kişisel bakımına dikkat eder. Bedenini, giysilerini, evini ve çevresini temiz tutar.

Resûl-i Ekrem (s.a.s), insanların çoğunun değerini bilemediği iki nimetten birinin sağlık olduğunu söylemiştir. Özensiz davranarak sağlığını tehlikeye atmanın sonucu elbette pişmanlıktır.

O halde, salgın hastalıkla mücadele ettiğimiz şu günlerde, temizliğe her zamankinden daha fazla dikkat edelim. Maske ve mesafe kuralına uyarak çevremize olan saygımızı, yakınlarımıza olan sevgimizi ve Allah’a karşı sorumluluğumuzu gösterelim. Toplum sağlığımızı en az kendi sağlığımız kadar değerli görelim. Tedbirde ihmalin, Rabbimiz katında vebal olduğunu unutmayalım.

Kalın sağlıcakla…

The post TEMİZLİĞİN ÖNEMİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/temizligin-onemi/feed/ 0
Ağustos zaferler ayı https://www.hatayinnabzi.com/agustos-zaferler-ayi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=agustos-zaferler-ayi https://www.hatayinnabzi.com/agustos-zaferler-ayi/#respond Fri, 28 Aug 2020 12:28:12 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5802 Ağustos ayı, Anadolu’nun kapılarını barışa ve adalete açan şanlı milletimizin, hakkı hâkim kılma yolunda kazandığı nice zafere şahittir. İmanımız ve istiklâlimiz, vatanımız ve istikbalimiz için nice zor zamanları göğüsledik. Sabrettik, canla başla mücadele ettik ama hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık. Allah’a güvendik ve O’nun yardımıyla Malazgirt’ten Mohaç’a, Sakarya’dan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne kadar şan ve …

The post Ağustos zaferler ayı first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Ağustos ayı, Anadolu’nun kapılarını barışa ve adalete açan şanlı milletimizin, hakkı hâkim kılma yolunda kazandığı nice zafere şahittir. İmanımız ve istiklâlimiz, vatanımız ve istikbalimiz için nice zor zamanları göğüsledik. Sabrettik, canla başla mücadele ettik ama hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık. Allah’a güvendik ve O’nun yardımıyla Malazgirt’ten Mohaç’a, Sakarya’dan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne kadar şan ve şerefle dolu nice sayfayı tarihimize ekledik.

Vatan, Cenâb-ı Hakk’ın insana bahşettiği en değerli nimetlerden biridir. Çünkü vatan, güvendir, huzurdur, umuttur, namustur. Bu aziz vatan, Allah’a verdiği ahdi tutup canından vazgeçen şehitlerimizin, cepheden cepheye koşan gazilerimizin mukaddes emanetidir. İstiklal Marşımız, bu gerçeği şöyle anlatır: Bastığın yerleri “Toprak!” diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. O halde, her akşam bağrında güvenle uyuduğumuz, her sabah seherinde özgürlüğe uyandığımız bu cennet vatanın kıymetini bilelim. Vatan sevgimizden aldığımız güçle, gece gündüz demeden milletimizin iyiliği, mutluluğu, refahı için çalışalım. Birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi her türlü menfaatin üstünde tutarak koruyalım. Vatanımızın her karış toprağını ve milletimizin her bir ferdini korumanın boynumuzun borcu olduğunu unutmayalım.

Geçen hafta yeni bir hicri yıla girdik. Yarın ise 10 Muharrem Aşure gününü idrak edeceğiz. Peygamber Efendimiz, “Aşure günü tutulan orucun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan ümit ediyorum.” buyurmuştur. Muharrem’in dokuzuncu veya on birinci gününü de Aşure gününe ekleyerek iki gün oruç tutmayı müminlere tavsiye etmiştir.

Aşure günü, aynı zamanda Şehitlerin Efendisi Hz. Hüseyin’in ve beraberindeki Ehl-i Beyt-i Mustafa’dan yetmiş küsur kişinin Kerbelâ’da şahadete yürüdüğü gündür. Bu elim ve hazin hadise, Peygamber aşkıyla yanan bütün mümin yüreklerin yarasıdır. Bugün Kerbelâ’ya benzer ağır yaralar almamak için bize düşen vazife, bilgili olmak ve bilinçli davranmaktır. Hz. Hüseyin gibi, son nefesimize kadar Kur’an-ı Kerim’in rehberliğine ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine bağlı kalmaktır.

Unutmayalım ki, şu fani dünyanın hiçbir menfaati, iman kardeşliği ile gelen bereket ve rahmetten daha üstün olamaz. Mal, mülk, makam ya da şöhret, hiçbir zaman bir müminin duasını almaktan, bir gönüle şifa olmaktan, aynı yüce ideal uğrunda fedakârlık yapmaktan daha değerli olamaz.

Bu vesile ile başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere, Kerbelâ şühedasını rahmetle anıyorum.

30 Ağustos Zaferinin 98.Yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazileri rahmetle, minnetle anıyorum.

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü kutlu olsun.

The post Ağustos zaferler ayı first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/agustos-zaferler-ayi/feed/ 0
Salgın virüs neden çoğalıyor… https://www.hatayinnabzi.com/salgin-virus-neden-cogaliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=salgin-virus-neden-cogaliyor https://www.hatayinnabzi.com/salgin-virus-neden-cogaliyor/#respond Wed, 26 Aug 2020 07:01:45 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5792 Salgın virüsün çıkmasından itibaren her Ülke kendine göre önlem alma çabası içerisine girdi. Türkiye, dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmesini bildi. Kısıtlamalar olumlu neticeler vermeye başladı. Elbette virüs ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca sıcaklıkların artması, insanların rehavete kapılmasına sebep oldu.  İller arası geçişlerin serbest olması virüsün değişik bölgelere yayılmasını artırdı. Kısacası, normalleşme sürecine hızlı girişimiz, tedbirlerde …

The post Salgın virüs neden çoğalıyor… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Salgın virüsün çıkmasından itibaren her Ülke kendine göre önlem alma çabası içerisine girdi. Türkiye, dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmesini bildi. Kısıtlamalar olumlu neticeler vermeye başladı. Elbette virüs ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca sıcaklıkların artması, insanların rehavete kapılmasına sebep oldu.  İller arası geçişlerin serbest olması virüsün değişik bölgelere yayılmasını artırdı. Kısacası, normalleşme sürecine hızlı girişimiz, tedbirlerde aksamalara virüsün tekrar çoğalmasında önemli etken oldu.  Sıkı tedbirlerle uzun zamanda elde edilen kazanımlar, kısa bir anda hızlı bir şekilde kaybedilmeye başlandı. Düğünler, taziyeler, asker yollamaları, araç konvoyları ve toplu yemekler virüsün yayılmasını hızlandırdı. Boyunda ve kollarda maskeler, hiç güzel görüntü oluşturmuyor. Küçücük çocukların çarşıda pazarda gezdirilmesi hoş bir durum değildir. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tavsiyelerinin ışığında, İllerin mahalli düzeyde karar alabilmeleri bölge dinamikleri açısından çok önemli. Bazı Ülkelerde aşı çalışmaların gizlilik içerisinde yürütüldüğünü biliyorum. Dünyada aşı bulma konusunda araştırmalar, hala neticelenmiş değil.

Tedbirlerde cezalar, hiçbir zaman caydırıcı olmuyor. Bilinçli olabilmek, en güzel sonuçların elde edilmesini sağlar. Bir plan dahilinde test saylarının daha da artırılması, hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir etken olacaktır. Nemelazımcılık ile hastalığın başkalarına bulaştırılması önemli bir hak ihlalidir. Sağlık çalışanlarının olağanüstü çalışmaları, herkes tarafından takdirle karşılanmaktadır. İl, ilçe, köy, mahalle ve sokak bazında vaka sayılarının açıklanması, tedbir açısından faydalı olacağı kanaatindeyim. Temizlik olarak gevşemeler, çöp konteynerlerinin etrafının hoş olmayan görüntüler oluşturması virüsün yayılmasında farklı bir aktör. Çöplerin, toplayıcılar tarafından karıştırılması sıkıntılı durum oluşturuyor. Çöp kamyonlarının kirliliği, virüsle mücadelenin ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Deniz sahillerinde sosyal mesafe ve maske hiçe sayılmakta, temizliğe dikkat edilmemektedir. Açıkçası virüse davetiye çıkarmaktadır. 65 yaş ve üstüne yeni kısıtlamak getirilmesi işin önemini göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü, üstlendiği misyonu yerine getirmekte sınıfta kalmıştır.

Lütfen üzmek ve üzülmek istemiyorsak, maske, sosyal mesafe ve temizlik üçlüsünü unutmamalıyız.

Kalın sağlıcakla…

The post Salgın virüs neden çoğalıyor… first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/salgin-virus-neden-cogaliyor/feed/ 0
Aşure günü https://www.hatayinnabzi.com/asure-gunu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=asure-gunu https://www.hatayinnabzi.com/asure-gunu/#respond Wed, 26 Aug 2020 06:59:50 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5790 Hicri yıla göre, Muharrem ayının onuncu günü. Miladi yıla göre ise, 29 Ağustos 2020 Cumartesi Aşure Günüdür. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…” (Müslim, “Sıyâm”, 202) “Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizî, “Savm”, 48) Hazreti …

The post Aşure günü first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Hicri yıla göre, Muharrem ayının onuncu günü. Miladi yıla göre ise, 29 Ağustos 2020 Cumartesi Aşure Günüdür.

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:

“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…” (Müslim, “Sıyâm”, 202)

“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizî, “Savm”, 48)

Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte… Allah Rasulü Medine’ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiş… (Ahmed b. Hanbel, VI, 244)

Aşurenin içinde yer aldığı Muharrem ayı da, aynı zamanda Hz. Peygamber (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’den fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehit edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hadisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesi ile bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir. Başta Hz. Hüseyin ve Kerbelâ’da şehit olan Ehl-i Beyt olmak üzere, mukaddesatımız uğruna can veren bütün şehitlerimize selam olsun. Makamları âlî, mekânları cennet olsun.

Aşure paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesidir. Aşurenin bu mecazi anlamı toplumumuz için bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Milletimiz, asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün de; “farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları”, “birlik” gibi kültürümüzün özünde hep var olan güzellikleri devam ettirme bilinci ile birbirinden farklı tatları aynı kazanda kaynatıp, aşure aşı yapmaya, birlikte yaşamanın sembolünü tadarken muhabbeti paylaşmaya devam etmektedir.

Kalın sağlıcakla…

The post Aşure günü first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/asure-gunu/feed/ 0
Hakkın temsilcisi, hakikatin davetçisi https://www.hatayinnabzi.com/hakkin-temsilcisi-hakikatin-davetcisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=hakkin-temsilcisi-hakikatin-davetcisi https://www.hatayinnabzi.com/hakkin-temsilcisi-hakikatin-davetcisi/#respond Wed, 26 Aug 2020 06:56:50 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5788 Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Sadece Rabbinin büyüklüğünü dile getir.” Mekke’de İslâm’ın ilk günlerinde inen bu ayetler, Peygamber Efendimizi toparlanıp kalkmaya, sorumluluk almaya ve tevhid dinini insanlara anlatmaya çağırmaktadır. Peygamberimizin şerefle taşıdığı ve ümmetine miras bıraktığı bu mukaddes görevin adı tebliğdir. Cenâb-ı Hak, “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden …

The post Hakkın temsilcisi, hakikatin davetçisi first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Sadece Rabbinin büyüklüğünü dile getir.” Mekke’de İslâm’ın ilk günlerinde inen bu ayetler, Peygamber Efendimizi toparlanıp kalkmaya, sorumluluk almaya ve tevhid dinini insanlara anlatmaya çağırmaktadır. Peygamberimizin şerefle taşıdığı ve ümmetine miras bıraktığı bu mukaddes görevin adı tebliğdir.

Cenâb-ı Hak, “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun.”  buyurarak, zamanı ve zemini aşan bir bilinçle tebliğ görevini sürdürmemizi ister. O halde, yılmadan, yorulmadan insanları doğruya ve doğruluğa davet etmeliyiz.

Cenâb-ı Hak, “Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel yöntemle mücadele et.”  buyurarak, tebliğin sağduyu ve hassasiyet gerektirdiğini bildirir. O halde, hakikate çağırırken güzel bir üslûpta, sabırlı ve nezaketli bir tutumda kararlı olmalıyız.

Her birimiz, tebliğ kadar temsil ile de görevliyiz. Anlattığı yüce değerleri yaşamak, İslâm’ın sınırlarına önce kendi hayatında riayet etmek, sözü ile özü bir olmak her müminin sorumluluğudur. Bu konuda Rabbimizin ikazı gayet açıktır: “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır.”

Rabbimiz buyuruyor ki, “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?”

Böyle bir övgüye mazhar olmak için, din-i mübin-i İslâm’ın sarsılmaz hakikatlerini anlatmaya ve hakkıyla yaşamaya gayret edelim. “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”  buyuran Resûl-i Zîşan Efendimizin tebliğ metodunu örnek alalım. İyi niyetle iyiliği inşa etmeye çalışırken, farkında olmadan yıkıp dökmemek için davet ve irşatta bilinçli davranalım.

Hicri 1442. yılın aziz milletimize ve tüm insanlığa sağlık, huzur ve bereket getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Ayrıca bilinçli olmamızı gerektiren önemli bir hususa daha işaret etmek istiyorum. Yaşadığımız salgın hastalıktan hem kendimizi hem de çevremizi korumak için mümine yaraşır bir duruş sergileyelim. Tedbirlere uyma konusunda özen ve ciddiyetimizle örnek olalım. İhmalkârlığa şahit olduğumuzda güzellikle uyaralım. Hep birlikte yenebileceğimiz bu hastalık aramızda kol gezerken umursamaz davranmanın, Allah katında vebal, toplum içinde de kul hakkı olduğunu unutmayalım.

The post Hakkın temsilcisi, hakikatin davetçisi first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/hakkin-temsilcisi-hakikatin-davetcisi/feed/ 0
Veda hutbesi: Çağları aşan nebevi vasiyet https://www.hatayinnabzi.com/veda-hutbesi-caglari-asan-nebevi-vasiyet/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=veda-hutbesi-caglari-asan-nebevi-vasiyet https://www.hatayinnabzi.com/veda-hutbesi-caglari-asan-nebevi-vasiyet/#respond Wed, 19 Aug 2020 11:57:55 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5724 Her yıl bayram sevincimize hacılarımızın dilinden dökülen “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” nidaları eşlik ederdi. Ama bu yıl Beytullah’a, Arafat’a, Müzdelife’ye, Mina’ya varamadık. Hacı adaylarımız mahzun, yüreklerimiz buruk. Rabbimizden en yakın zamanda sağlık, afiyet ve emniyet içinde mübarek beldelere yeniden kavuşmayı, Kâbe’de tavaf edip, Mescid-i Nebevi’de huzura ermeyi diliyoruz. Geliniz! Kutsal topraklara olan hasretimizi bir nebze de …

The post Veda hutbesi: Çağları aşan nebevi vasiyet first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Her yıl bayram sevincimize hacılarımızın dilinden dökülen “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” nidaları eşlik ederdi. Ama bu yıl Beytullah’a, Arafat’a, Müzdelife’ye, Mina’ya varamadık. Hacı adaylarımız mahzun, yüreklerimiz buruk. Rabbimizden en yakın zamanda sağlık, afiyet ve emniyet içinde mübarek beldelere yeniden kavuşmayı, Kâbe’de tavaf edip, Mescid-i Nebevi’de huzura ermeyi diliyoruz.

Geliniz! Kutsal topraklara olan hasretimizi bir nebze de olsa dindirmek için bugün Peygamberimizin Veda Haccı’nı hatırlayalım. Onun Veda Haccı esnasında okuduğu hutbelerde insanlığa miras bıraktığı çağlar üstü mesajlardan birkaçına burada kulak verelim. Hep birlikte o anı yaşarcasına tefekkür edelim, inşirah bulalım.

Rahmet Peygamberi (s.a.s), Arafat’ta büyük bir kalabalığa seslenirken, Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurmuştu:

“Ey insanlar! Biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takva iledir.

Biliniz ki bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (Arefe) gününüz nasıl mukaddes ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde mukaddestir, dokunulmazdır.”

O gün Peygamberimiz, faizin her türlüsünü ve kan davalarını ayaklarının altına aldığını ilan etmiştir.

“Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” buyurarak, asırlar önce kadının hakları, saygınlığı ve dokunulmazlığı konusunda Müslümanları uyarmıştır.

Veda Hutbesini dinlemeye devam edelim: “Ey insanlar! Sözlerimi iyi dinleyin ve öğrenin. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bir Müslüman’ın malı, rızası olmadıkça diğer bir Müslüman’a helâl olmaz. Sakın zulmetmeyin… Ödünç alınan şeyler sahibine geri verilmelidir. Borçlar ödenmelidir. Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine iade etsin.””

“Ey müminler! Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”

Bu şerefli sözler, Son Peygamber’in insanlığa vasiyeti, ümmetine emaneti, güvenli bir geleceğin teminatıdır. Onun sevgisiyle dolu hayatlarımıza rehberdir.

The post Veda hutbesi: Çağları aşan nebevi vasiyet first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/veda-hutbesi-caglari-asan-nebevi-vasiyet/feed/ 0
ÇUKUROVA ve GAVURDAĞI’NIN BUGÜNLERE GELMESİNİN HİKAYESİ https://www.hatayinnabzi.com/cukurova-ve-gavurdaginin-bugunlere-gelmesinin-hikayesi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cukurova-ve-gavurdaginin-bugunlere-gelmesinin-hikayesi https://www.hatayinnabzi.com/cukurova-ve-gavurdaginin-bugunlere-gelmesinin-hikayesi/#respond Tue, 14 Jul 2020 22:22:32 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5275 Belimizde kılıcımız KirmaniTaşı deler mızrağımın temreniHakkımızda devlet etmiş fermânıFerman padişahın dağlar bizimdir (Dadaloğlu)Dadaloğlu’nun şiirlerine konu olan ve o dönem birçok ağıtlar yakılmasına; destanlar söylenmesine sebep olan Fırka-i Islahiye Harekâtı, bölge tarihimizde ekonomik, siyasî ve sosyolojik olarak birçok sonuçları da beraberinde getirdi. Arşivler, devletlerin ve milletlerin hafızasıdır. Arşiv belgeleri ve dönemin tarihi kaynaklarının anlattığı üzere Çukurova …

The post ÇUKUROVA ve GAVURDAĞI’NIN BUGÜNLERE GELMESİNİN HİKAYESİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermânı
Ferman padişahın dağlar bizimdir (Dadaloğlu)
Dadaloğlu’nun şiirlerine konu olan ve o dönem birçok ağıtlar yakılmasına; destanlar söylenmesine sebep olan Fırka-i Islahiye Harekâtı, bölge tarihimizde ekonomik, siyasî ve sosyolojik olarak birçok sonuçları da beraberinde getirdi. Arşivler, devletlerin ve milletlerin hafızasıdır. Arşiv belgeleri ve dönemin tarihi kaynaklarının anlattığı üzere Çukurova Bölgesi ve etrafını çevreleyen Kozan Dağları ve Gavurdağı, merkezin denetimi dışında kalan alanlar olarak görülüyordu. Bölgede yaşayan konar/göçer Türkmen aşiretleri vergi vermemeyi ve Osmanlı Ordusunda askerlik yapmamayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Bölgede bulunan aşiretler zaman zaman ana yolları tehdit etmekte ve Payas Caddesi dediğimiz Misis- Belen arasında yoldan geçen Hac kervanlarından bile haraç almaktaydılar. Hem kendi aralarındaki büyük çekişmeler hem de eşkıyalık faaliyetlerinin bir türlü bölgede bitmemesi, can ve mal emniyetini ortadan kaldırmıştı. Kozan Dağında Kozanoğulları, Gavurdağında Küçükalioğulları, aşiretler arasında ise özellikle Tecirliler Devlet’e karşı isyan hâlinde idi. Üstüne üstlük 1853 yılında Kırım Harbi dolayısıyla asker sıkıntısı çekilirken Gâvurdağı ve Kozan ağalarının Devlet’e asker vermemeleri Devlet’in belleğinde yer etmişti.
Devletin asker ihtiyacını karşılamak, otorite tanımayan ve birçok probleme sebep olan konar/göçerleri iskân edip yerleşik hayata geçirmek, bölgede etkinliği artan derebeyi (hanedan) ailelerini devletin kontrolü altına almak, yeni kazalar ve nahiyeler meydana getirerek idarî düzeni kurmak, halkı toprağa bağlamak ve halkın toprağı sahiplenerek tarımı geliştirmek maksadıyla bir ıslâh ordusu kurulmasına karar verildi. Bölgeyi ıslâh ederek aynı zamanda Türk nüfusunu bölgeye iskan ederek yabancı devletlerin Çukurova merkezli bir Ermeni Devleti kurma hayallerini bitirmek de hedeflerin arasında idi. Osmanlı tarihinde bu faaliyetlerin toplamına Fırka-i Islahiye Harekâtı diyoruz. Bu faaliyet hem askeri hem de sosyolojik planları içermesi bakımından bölgenin kaderini değiştiren büyük bir projedir. kurulan ordu, özel yetkilerle donatılarak başına Derviş Paşa getirildi. Mülkî ıslahatlar için ise Vezir rütbesi ile Cevdet Paşa tayin edildi. Harekât başlamadan önce yapılan plan ve değerlendirmeler sonucunda bölgedeki eşkıyanın birbirleriyle olan temas ve haberleşmesinin kesilmesi hususunda alınacak önlemler ve harekât süresince dağ ahalisinin devlet güvenlik güçlerine yardımcı olmaları hususunda uyarılmalarına, itaat etmeyenlerin güç kullanılarak itaat altına alınacağının ahaliye bildirilmesine karar verildi.
Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra bir alay süvari, yedi tabur piyade, yazışmaları yapacak personel kadrosu ile birlikte yeterli miktarda mühimmat alınarak 20 Mayıs 1865 tarihinde beş vapur ile İstanbul’dan yola çıkıldı. Fırka, 28 Mayıs günü İskenderun Limanına geldi. Gemilerdeki asker ve malzeme İskenderun’a yarım saat mesafede bulunan ve Belen tarafında ordugâh olarak seçilen yere nakledilirken, Derviş ve Cevdet Paşalar bir vapurla Payas tarafına geçip karaya çıkarak bölgeyi tetkik ettiler. Daha önce kararlaştırıldığı üzere dağlıların sahille irtibatlarının kesilmesi ve bu taraftan baskı altında tutulmaları için Payas’ın ileri gelenleri ile görüşmeler yapılarak bazı telkinlerde bulunuldu. Ordunun bir taburu Çaylı köyü civarında konuşlandı. Komuta kademesi Mirlivâ Hasan Paşa refakatinde Çaylı köyüne gelerek taburu denetledi. Gavurdağı civarında bulunan bütün yerleşim bölgelerine önceden planlandığı gibi beyannameler dağıtılarak vatandaşa bilgi verildi ve itaate davet edildi. Beyannamede daha önceden işlenen suçların affedildiği, meşru vergilerden ve hakka riayetten başka bir şey aranmadığı ifade ediliyordu. Bunun yanı sıra, Osmanlı Devleti Sancağı altına girmek isteyenlerin her zaman güven içerisinde olacağı, yapılan ıslahata karşı duranların ise kahrolmaktan kurtulamayacağı vurgulanarak bölge halkı devlete itaate davet ediliyordu. Fırka-i Islâhiye’nin bir elde merhamet bir elde şeriatın adaletiyle bölgeye geldiği belirtilerek halkın ileri gelenlerine itaat etmeleri durumunda çeşitli memurluklar verileceği vaad ediliyordu. Ancak eşkıyalıkta ısrara edenlerin de mutlaka cezalandırılacağı söylenmekteydi.. . Dağıtılan beyannamenin etkisi kısa zamanda görüldü. Dağ ve kıyı köylerinden bazı muhtarlar ordugâha gelerek bazı görüşmelerde bulundular. Reyhanlı aşireti boy beyi Mürselzade Mustafa Şevki Bey, Hacılar Nahiyesi Bey’i Paşo Beyi de yanında getirerek görüşmelerde bulunduktan sonra devletin bütün emirlerine uyacağını ve en iyi şekilde hizmete gayret göstereceğini ifade etmiştir. Böylelikle fırkanın ıslah bölgesinde bulunan ilk menzili olan Hacılar denetim altına alınmış oldu. Bundan sonra Tiyekli Kara Beyzade Mehmet Bey de gelerek itaatini arz etti. Böylece Tiyek ve Ekbaz’ın da denetim altına alınması sağlandı. Paşo Bey ve Mehmet Bey fırkanın zahire ve sair ihtiyaçlarını temin işi ile görevlendirildi. Mustafa Bey’in, fırka maiyyetine dahil edilerek cadde muhafızlığı olan eski görevini sürdürmesine karar verildi. Bu sırada isyan durumunda bulunan Küçükalioğlu Dede Bey’e genel aftan faydalanmak üzere yazılı davette bulunulmuş ise de Dede Bey bu yazıya red cevabı vererek dağın sarp yerlerine çekildi ve Alibekiroğlu Ali Bey’le birlikte savunma hazırlıklarına başladı. İlk etapta bunların üzerine gidilmeyip, tedip harekâtının ilk safhasında bölgede asilerin birlikte hareket etmelerine ve etraflarına halkı toplamalarına zemin hazırlayacak hatalara düşmemeye özen gösteriliyordu. Bu arada Ulaşlı köylerinden toplanan bir grup isyancı Payas Caddesine saldırıda bulunmaya başladı. Bunun üzerine Fırka-i Islahiye kumandanı İsmail Paşa askerleriyle hücum ederek isyancılardan çoğunu ele geçirdi. Haziran ayının ortalarında Gavurdağı eteğindeki Soğuksu’ da çadırlar kuruldu. Dağa çıkışı kolaylaştırmak için askerlerin Kundura ve çantaları Belen kasabasında bırakılarak çanta yerine daha hafif bir dağarcık yaptırıldı ve kundura yerine de çarık giydirildi. Burada bir süre konakladıktan sonra harekete geçen fırka Lece ve Hacılar nahiyesi arasındaki Kargılı mevkiinde yerleşti. Artık isyan bölgesine girilmiş bulunuyordu. Söz konusu mıntıka Maraş’tan İskenderun’a giden anayolun önemli geçitlerinden biri idi ve Amik Ovasına çıkış noktası olduğu için stratejik bakımdan önemli bir yerdi. Geçitin güvenliğini sağlamak amacıyla buraya Hacılar nahiyesinden getirilecek 30 hanenin iskânı ve ordu-köyü adıyla bir yerleşim merkezi oluşturma yoluna gidildi. Ertesi gün buradan hareket edilerek Tiyek kasabasına varıldı ve burada karargâh kuruldu. Hacılar, Tiyek ve Ekbaz nahiyelerinin ileri gelenleri karargâha gelerek itaat edeceklerini açıkladılar. Bundan sonra adı geçen bölge denetim altına alınarak Kilis-Halep yolu da açılmış oldu. Bu olayın çevrede duyulması üzerine bölge halkının ileri gelenleri de ordugâha gidip gelmeye başlayarak itaatlerini arz ettiler. Adı geçen bölge tamamen denetim altına alınarak planın ilk aşaması gerçekleştirildi ve Gavurdağı’nın denetim altına alınması için harekete geçildi. Daha önce Gâvurdağı’na sığınan Deli Halil, üzerine gelen fırka kuvvetleri ile başa çıkamayacağını anlayınca Ulaşlı Dağının sarp yollarını kullanarak kaçmayı başardı. Bütün varlığını kaybederek Dede Bey ve Ali Bekir-oğlunun yanına sığındı. Bu gelişmeler üzerine Ulaşlı ağalarından Karayiğitoğulları, Kaypakoğulları ve Çendoğulları Fırka-i Islahiye karargâhına gelerek itaat ettiklerini bildirdiler. Böylece bu bölgedeki askeri harekât hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış ve sadece Ali Bekiroğlu Ali Ağa ve ona sığınan Dede Bey ve Deli Halil kalmıştı. Derviş Paşa yedi tabur seçerek bunlara çarık giydirdikten sonra, yanlarına da altı günlük peksimet vererek harekete geçti. 24 Ağustos 1865 günü Aslan Paşa komutasındaki 240 kadar Gürcü ve Çerkezlerden oluşan süvarilerin öncü olarak çıkarılmasıyla yürüyüşe başlandı. Bunların yanı sıra Küçükalioğullarının rakibi olan aşiretlerden de takviye kuvvetlerin katılımıyla fırka epeyce güçlendi. Bu fırka kuvvetleriyle asi kuvvetler arasında meydana gelen çarpışmalar neticesinde asiler yenildi ve yılgınlığa düşerek bir daha düzenli kuvvetlerle çatışmaya cesaret edemediler. Derviş Paşa, Alibekiroğlu nahiyesine girdikten sonra savaşmayı sürdürerek başarılı bir tedip harekatı gerçekleştirdi. Derviş Paşa’nın bu kararlı takibi sonucunda Dede Bey ve Deli Halil yakalanmış ve böylece harekat tamamlanarak ve karargaha dönülmüştür. Bu olaydan sonra Alibekiroğlu Ali Ağa, Kozan kasabasına yerleşmiş olan fırka karargahına gelerek teslim oldu. Eylül ayı başlarında Osmaniye’den ayrılan fırka Kozan’a yönelerek oradaki ıslâh faaliyetlerine başladı… Bölge güvenliğinde devamlılığın sağlanması için stratejik yerlere kaleler inşa edildi, Gavurdağı ve Kozan dağlarında bulunan aşiret ağalarının devlete ve ahaliye olan borçları mallarından tahsil edildikten sonra hayatlarının sonuna kadar kalmak şartıyla Devlet’in uygun görülen yerlerine sürgün edildiler. Harekât sonucunda Çukurova, Gavurdağı ve Kozan dağlarında devlet idaresi yeniden tesis edildi. Konar/göçer oymaklar başarılı bir şekilde iskan edildiler. Ayrıca bu icraat esnasında Osmaniye, İslâhiye, Hassa, İziye, Dervişiye, Cevdetiye gibi yeni idari birimler oluşturuldu. Deli Fakı’nın kendisi yakalanamadı, ancak kızı Erzin’e indirildi, ahalisinin bir kısmı Islahiye taraflarına bir kısmı da Payas, Hassa ve Osmaniye taraflarına iskân ettirildi. Fırka-i Islahiye tarafından boşaltılan Alibekiroğlu yurdu, Büyük ve Küçük Küllü, Kapılı, Kozlu, Bülke ve Çardak köylerine Müslüman muhacirlerin yerleştirilmesi planlandı. Bu yerler Rumeli ve Girit’den gelen muhacirlere teklif edildi, ancak muhacirler genellikle merkeze yakın bölgeleri talep ettikleri için buraya iskânları gerçekleşmedi. Bunun üzerine Girit muhacirleri Ocaklı ve civarına iskân ettirildi. İskân sırasında muhacirlere evler inşa edildi. Ziraat için tohum ve alet-edevat yardımlarında bulunuldu. Dağ kesimindeki bu köylere iskânın yapılabilmesi için Girit muhacirlerine yapıldığı gibi oraya yerleşecek muhacirlere hâneler inşa etmek, zirai aletler, tohumluk ve hayvan, mahsul alana dek geçimlerini temin için bir yıllık yevmiyelerinin karşılanması gibi ihtiyaçların giderilmesi gerekiyordu. Bu konuda Adana Valisi Süleyman Bahri’nin Dâhiliye Nezareti’ne gönderdiği yazıda ilginç ayrıntılar yer almaktadır. Vali bey yazısında “Çokmerzimen karyesine hâkim Çökek mevkiiyle iki, üç ve dört saat mesafede bulunan Cıvık, Topaktaş ve Bülke mevkilerine seksen hâne iskân imkânı vardır. Hatta şimdiki hâlde Girit muhacirleri Bülke’ye tâlib ise de öncelikle buralara gidiş-gelişi kolaylaştırmak için yolların açılması gerekmektedir. Bununla birlikte seksen hânenin inşaatı, çift ve öküz masrafı, zirai aletler alımı, yol yapımı ve seksen hanenin yaklaşık dört yüz kişilik nüfusu için toplam altı yüz seksen bir bin iki yüz kuruşa ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak Girit ve Şumnu muhacirleri tabiatlarına uygun olmadığı gerekçesi ile kabul etmediler. Dağlık bölgelere daha çok Kars ve Ahısha muhacirlerinin rağbet gösterecekleri sanılmaktadır. Daha önce Küllü mevkiine iskân edildiği gibi Ahısha ve Kars muhacirleri teşvik edilerek Çökek, Topaktaş, Cıvık ve Bülke mevkilerine yerleştirilebilir… Şumnu, Kars ve Ahısha muhacirleri zaten yayla ve dağlık mevkilere alışmış olup ormanlardan istifadeyi bilmekte ve münasip yerlerde tarla açarak ziraat yapabilmektedirler”.
Yapılan bu harekâta karşı gelinen noktalarda bazı zamanlar asker ve bölge insanı karşı karşıya gelmiş, yaşanan acılar, çekilen çileler dönemin halk ozanları tarafından destansı anlatımlarıyla günümüze kadar gelmiştir. Bunların başında da Erzin/Başlamış doğumlu Dadaloğlu gelmektedir. Dadaloğlu ve aşireti de her ne amaçla olursa olsun bu uygulamadan hoşnut değildirler. Bütün Türkmen aşiretlerinin sözcüsü olan Dadaloğlu, Fırka-i Islahiye dönemindeki olaylara kendi bakış açısı içerisinde dizelerinde yer vererek tarihe not düşmüştür.
Derviş Paşa gayrı kına yakınsın
Böbür böbür dört bir yana bakınsın
Amma bizden gece gündüz sakınsın
Öc alırız ilk fırsatı bulanda.

The post ÇUKUROVA ve GAVURDAĞI’NIN BUGÜNLERE GELMESİNİN HİKAYESİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/cukurova-ve-gavurdaginin-bugunlere-gelmesinin-hikayesi/feed/ 0
15 Temmuz ve Birlik Ruhu https://www.hatayinnabzi.com/15-temmuz-ve-birlik-ruhu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=15-temmuz-ve-birlik-ruhu https://www.hatayinnabzi.com/15-temmuz-ve-birlik-ruhu/#respond Thu, 09 Jul 2020 19:02:55 +0000 https://www.hatayinnabzi.com/?p=5161 Milletimizin ağır bir ihanete, vatanımızın hain bir işgal girişimine uğramasının üzerinden dört yıl geçti. 15 Temmuz gecesi, Cenâb-ı Hakkın yardımı ile aziz milletimiz, vatanına, bayrağına, ezanına ve iradesine sahip çıktı. Dine hizmet ediyor gibi görünerek yıllarca menfaat devşirenlerin emellerini boşa çıkardı. Zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirdi elhamdülillah! Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Onlara ‘Yeryüzünde fesat …

The post 15 Temmuz ve Birlik Ruhu first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Milletimizin ağır bir ihanete, vatanımızın hain bir işgal girişimine uğramasının üzerinden dört yıl geçti. 15 Temmuz gecesi, Cenâb-ı Hakkın yardımı ile aziz milletimiz, vatanına, bayrağına, ezanına ve iradesine sahip çıktı. Dine hizmet ediyor gibi görünerek yıllarca menfaat devşirenlerin emellerini boşa çıkardı. Zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirdi elhamdülillah!

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Onlara ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Şunu bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamak istemezler.”

İyi bilinmelidir ki, 15 Temmuz’da milletimizin istiklal ve istikbaline kasteden FETÖ, bir fitne şebekesidir. Dinî bir grup değil, bir fesat yuvasıdır. Allah’a olan bağlılığımızı, Resûlullah’a olan muhabbetimizi, sadakamızı, kurbanımızı, mukaddes saydığımız nice değerlerimizi istismar etmiştir. Göz bebeğimiz olan gençlerimizi sinsi planlarla ana babasına ve milletine düşman hale getirmiştir. Saf ve samimi müminleri kandırarak kazandıklarını zannedenler, hakikatte yalnızca kendilerini kandırmıştır.

Allah Resûlü (s.a.s)’in çağları aşan apaçık bir uyarısı vardır: “Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz.”

O halde, bilinçli, sağduyulu ve dirayetli olalım. Milli ve manevi değerlerimizi istismar etmeye çalışanlara asla fırsat vermeyelim. Kur’an-ı Kerim’in rehberliği, Peygamberimizin örnekliği hayatımıza istikamet verecektir. Güvenilir kaynaklardan öğreneceğimiz sahih dinî bilgiyle yaşayalım. Vatanımızın selameti, devletimizin bekası ve milletimizin huzuru için birlik ve beraberliğimizi koruyalım.

Geçmişten günümüze vatan uğruna canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ediyorum

Kalın sağlıcakla….

The post 15 Temmuz ve Birlik Ruhu first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/15-temmuz-ve-birlik-ruhu/feed/ 0