İskenderun Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Rıza Kekeç ve mahalle muhtarları, Özçelik İş Sendikası Şube Başkanı Mehmet Güngör ve yönetim kurulunu ziyaret ederek bölge gündemi, yatırımlar, eksikler, sorunlar ve çözüm önerileri üzerine fikir alışverişinde bulundular.

İskenderun Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Rıza Kekeç ve mahalle muhtarları, Özçelik İş Sendikası Şube Başkanı Mehmet Güngör ve yönetim kurulunu ziyaret ederek bölge gündemi, yatırımlar, eksikler, sorunlar ve çözüm önerileri üzerine fikir alışverişinde bulundular.

Bölgenin siyaset üstü bir kurumu olarak dikkat çeken Özçelik İş Sendikası’nda, farklı görüşlerden mahalle muhtarlarından Ali Rıza Kekeç başkanlığındaki ziyaretinde ortak aklı bulmak adına herkes fikirlerini ortaya koydu ve bölge halkının huzur ve refah düzeyinin yükseltilmesi için ortak çaba sarf ettiler.

Özçelik İş Sendikası Şube Başkanı Mehmet Güngör, İskenderun Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Rıza Kekeç ve muhalle muhtarlarına ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederken, aynı zamanda fikir alış verişi ortamından doğan ortak akıl ve değerli görüşlerin bölgenin gelişmesi ve kalkınmasına, sorunlarının çözümüne ciddi katkılar sunacağına vurgu yaptı.

İskenderun Mahalle Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Rıza Kekeç, bölgede metal sektöründe faaliyet gösteren bir sendika olmaktan çok, bölgenin her konusuyla yakından ilgilenen siyaset üstü bir kurum haline gelen Özçelik İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mehmet Güngör ve yönetim kuruluna teşekkür etti.

Hatay Büyükşehir Belediyesi, kentin yüksek kesimlerinde başlayan kar yağışıyla mücadele etmeyi sürdürüyor.

HBB Fen İşleri Daire Başkanlığı ekipleri, özellikle yüksek kesimlerde yer alan mahalle ve yaylardaki çalışmalarına özenle devam ediyor.

Kar yağışı ve şiddetli yağmurun meydana getirdiği heyelanlara karşı mücadelesini gece gündüz demeden yoğun bir şekilde yürüten HBB ekipleri, yolların kapanmaması ve gündelik yaşamın sekteye uğramaması için yoğun çaba harcıyor.

Vatandaşların herhangi bir mağduriyet yaşamaması için teyakkuz halinde ekipler, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı her türlü tedbir ve önlemin alındığının altını çizdi.

Rusya’nın seçkin gazetecileri Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın konuğu olarak kentte tarihi ve turistik yerleri gezdi.

Rus gazetecilerle Başkan Savaş’ın, Büyükşehir Belediyesine ait Gastronomi Evinde yaptığı görüşmeye Hatay’ın yerel basın ve ulusal ajansların temsilcileri de katıldı.

Başkan Savaş’a misafirperverliğinden dolayı teşekkür eden gazeteciler, Hatay’ın tarihine, yemeklerine ve kültürel zenginliklerine tanıklık etmekten duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Hatay’ın tanıtımı için birkaç yıl önce Rusya’ya gittiklerini söyleyen Savaş, Rus yetkililerin pandemi sebebiyle Hatay’a gelemediğini ve turizm konusundaki çalışmaların sekteye uğradığını ama artık projelerin kaldığı yerden devam etmesi için çalıştıklarını anlattı.

HATAY ÇOK ÖZEL BİR ŞEHİR

Hatay’ı “ilklerin ve enlerin şehri” olarak özetleyen Savaş, “Üç semavi dinin ilk ibadethaneleri burada. Dünyada sokakları ilk kez ışıklandırılan cadde yine Hatay’da. Gayrı resmî olimpiyatların yüzyıllarca yapıldığı yer yine Antakya’dır. Aynı zamanda burası farklı etnik köken ve inanıştan insanların kardeşçe yaşadığı bir şehirdir. Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Anadolu’nun ortasında yer almamız bize ticari yönden de büyük katkı sağlıyor” diyerek böylesine bir şehre başkanlık etmekten onur duyduğunu söyledi.

Başkan Savaş, şehrin kültür zenginliğinin gastronomisine de yansıdığını ifade ederek Hatay’ın 600’ün üzerinde yemek çeşidiyle UNESCO’nun 36 Gastronomi Şehri’nden bir tanesi olduğunu vurguladı.

Rusya halkının Türkiye’de daha çok Antalya ve Muğla’yı turistik şehirler olarak gördüğünü belirten Savaş, Hatay’ın da turizm açısından değerlendirilmesi gerektiğini ve bu sebeple Rus gazetecilerin Hatay’ı ülkelerine tanıtmalarının önemli olduğunu anlattı.

“YENİ CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE- RUSYA İLİŞKİLERİNİ DAHA MÜKEMMEL HALE GETİRECEKTİR”

Rus gazetecilerin, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin Rusya’da dikkatle takip edildiğini belirtmeleri ve seçimi millet ittifakının kazanması halinde ilişkilerin ne yöne evrileceğinin merak edildiğini belirtmeleri üzerine Savaş, seçimi en büyük partisi Cumhuriyet Halk Partisi olan Millet İttifakının kazanması durumunda, Rusya-Türkiye ilişkilerinin çok daha iyiye gideceğine inandığını kaydetti.

Başkan Savaş şöyle dedi:

“Seçim sürecinin birçok ülkede olduğu gibi Rusya’da da takip edilmesi gayet doğal.

Bizim ebedi baş komutanımız Gazi Mustafa Atatürk, Türkiye’nin kurtuluşunu çok zor şartlarda sağlamış ve yeni bir Cumhuriyet kurmuştur. Atatürk aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) de kurmuştur.

Atatürk önümüze “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini koymuştur. Bu bizim halk olarak kulağımıza küpe olmuştur. Biz Rusya ile barış içerisinde olmak isteriz. Adayımız aşağı yukarı belli, biz kazanacağız. İktidar değişirse Rusya ile Türkiye ilişkileri mükemmel bir seviyeye gelecektir. Millet İttifakı’nın Rusya’ya karşı bir ön yargısı olmadığını düşünüyorum. İlişkiler daha dostane ve stabil hale gelecektir ki ortak çıkarlarımız dostluğumuzun devamını gerektirir. Rus halkının bunu bilmesini isteriz, Türkiye ile Rusya’nın ebedi dostluğunu diliyorum.”

HATAY’DA ULUSLARASI BASIN FORUMU PROJESİ

Argumenti ve Faktı Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Marina Mişınkina’nın, Başkan Savaş’a, Hatay’da uluslararası bir medya forumu yapma önerisi üzerine Savaş, bundan mutluluk duyacaklarını ifade etti.

Rusya basınını temsil eden gazetecilerin Hatay’daki tarihi binaların restorasyonundan etkilendiklerini belirtmesi üzerine Savaş, tarihi binaların restorasyonunu yaparak günlük hayatta kullanımlarının binaların uzun yaşamasına sebep olduğuna dikkat çekti. Hatay’ın geçmiş tarihine sahip çıktıklarını anlatan Savaş, “bu konuda en önemli öğe bilimdir. İllerimizdeki tarihi binaları oluşturduğumuz kurullar aracılığı ile koruyoruz. Tüm dünya eski medeniyetlerin değerlerini ön plana çıkarmalı” dedi.

Üç semavi dinin kesiştiği noktanın Hatay olduğunu söyleyen Savaş, 27-28-29 Haziran’da İnanç Fuarı yapmayı planladıklarını ve Rusya vatandaşlarını da bu fuara davet ettiklerini sözlerine ekledi.

RUS GAZETECİLERDEN EXPO ALANINA ÖVGÜLER

Yedi ayrı önemli basın kurumundan geziye katılan Rus gazeteciler daha sonra Hatay’ı gezdi ve Antakya EXPO alanını ziyaret etti. Gazeteciler EXPO alanında bitki müzesi, medeniyetler bahçesi ve tarihi kalıntıların sergilendiği alanlarda incelemeler yaparak, alandan çok etkilendiklerini vurguladı.

İGEV (İskenderun Güney Eğitim Vakfı), sosyal ve kültürel programları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Vakıf, kısa bir süre önce vefat eden 5. Dönem başkanı A. Mecit Atar’ın anısına düzenlediği seminerde ‘Atatürk ve Cumhuriyet’ anlatıldı.

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen seminerin öncesinde kısa bir süre önce vefat eden 5. Dönem Vakıf Başkanı A. Mecit Atar, sinevizyon gösterimiyle anlatılmaya çalışıldı. Salonda bulunan ailesi ise bu gösterim sırasında duygusal anlar yaşadı.

Programın açılış konuşmasını yapan dönem Başkanı Mithat Barutçu, eski Başkan A. Mecit Atar’ın Atatürk ve Cumhuriyet savunucusu olduğunu hatırlatarak, sürekli bu noktada çalışmalar yaptığını hatırlattı.

İGEV’in kuruluş amaçlarına işaret eden Başkan Barutçu, “Vakfımız, Atatürkçü ve Cumhuriyetçi gençler yetiştirmek için eğitime büyük katkılar sağlıyor. Verdiği burslarla, geleceğin ilim irfan vizyon sahibi nesillerin yetişmesine öncülük ediyor” dedi.

Seminere konuşmacı olarak katılan emekli General İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, Atatürk’ün anlatılmasının çok zor olduğunu ancak, sürekli anlatılması gerektiğine vurgu yaparak, emperyalistlerin dahi saygı gösterdiği bir lideri tanınması ülke açısından çok önemli olduğunu kaydetti.

Dr. Naim Babüroğlu, Atatürk’ü kendi yazdıklarına yakın arkadaşlarının anılarına ve tarihi belgelere bağlı kalarak anlatacağını ifade ederek şunları paylaştı: “Mustafa Kemal’i anlatmak kolay değil ama anlatmak lazım. Selanik’te halktan biri olarak doğdu, adı Mustafa’ydı, sonra Mustafa Kemal oldu. Sonra Gazi Mareşal Mustafa Kemal oldu, Mareşal olduğunda 40 yaşındaydı. 34 yaşında Çanakkale’de İstanbul’u, Osmanlı’nın başkentini ve Osmanlı’yı 4 kez kurtardı. 34 yaşında Çanakkale savaşında, 3 bin yıl önce troya savaşının intikamını aldı. 38 yaşında genç bir Osmanlı paşası olarak, milli mücadele yolculuğunu başlattı. İdama mahkum edildiğinde 39 yaşındaydı. 40 yaşında 238 yıl süren Türk çekilmesini ve toprak kaybını Sakarya Meydan muharebesiyle durdurdu. 41 yaşında Büyük Taarruz’ ile işgalcilerin hayallerini yerle bir etti. 42 yaşında Türkiye Cumhuriyetini kurdu ve cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı seçildi…”

Seminer sonrasında Dr. Babüroğlu, yazdığı kitapları imzalayarak, katılımcılarla sohbet etti.

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odasında Ocak ayı Meclis toplantısı, Meclis Başkanı Zeki Altun Başkanlığında gerçekleştirildi. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, bölge ekonomisinin gelişmesinin yanı sıra, sosyal projelere de önem veriyor.

İTSO Ocak ayı meclis toplantısı öncesi, Yönetim Kurulu ve meclis üyeleri kan bağışında bulundular. İTSO Ocak ayı Meclis toplantısında, Kızılay yetkilileri sunum yaparak, Kızılay’ın faaliyetleri ve kan bağışında bulunmanın ne kadar hayati bir görev olduğuna dikkat çektiler.

‘TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU’NA ÜYELERİN SORUNLARI İLETİLDİ’
İTSO Ocak ayı meclis toplantısında söz alan Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, ülke ve bölge ekonomisindeki son gelişmeler hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi. Başkan Yılmaz konuşmasında; geçtiğimiz günlerde yeni yönetim kurulu üyelerimizle birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımızı ziyaret ettik. Mayıs ayında yapılacak seçimlerde kendisine desteğimizi belirttik. Bu ziyaret esnasında üyelerimizden ve meslek komitelerimizden bizlere ulaşan talep, sorun ve çözüm önerileri raporumuzu da kendilerine sunduk. Sayın Başkanımız kendilerine aktardığımız sorunlarla yakından ilgilendi. Özellikle K Yetki Belgesinin odamızdan verilmesi konusunda söz aldık” dedi.

İTSO Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, meclis üyelerine müjdeli haberi vererek, Özellikle ‘K Yetki Belgesinin’ odamızdan verilmesi konusunda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan söz aldık. Yasal prosedür gereği Ticaret Bakanlığı’na müracaatlarımızı gerçekleştirdik. Bakanlığın onay vermesinin ardından, K Yetki Belgesi odamız tarafından verilmeye başlanacaktır. Bu önemli gelişmeyi de, sizlerle paylaşmak istedim. Bugün odamızda sosyal sorumluluk kapsamında bir organizasyon gerçekleştiriyoruz. Türk Kızılay Arsuz Şubesi ve odamız işbirliğiyle kan bağışı kampanyası düzenledik. Odamızın fuaye alanında gerçekleştirilen bu kampanyada emeği geçen Türk Kızılay Arsuz Şubesi yetkililerini tebrik ediyor, kan bağışında bulunma duyarlılığı gösteren her vatandaşımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dedi.

İTSO MECLİSİNDE SİGORTA SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR GÖRÜŞÜLDÜ
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Ocak ayı meclis toplantısında, 18. Grup Meslek Komite üyesi Emir Horoz, sigorta sektöründe yaşanan sorunlar, başta trafik sigortası olmak üzere, Kasko, ve diğer sigortalar ile ilgili müşterilerle yaşanan sorunlar, fiyat artışlarının sektöre ve müşterilere yansımaları konularına dikkat çekti.

İTSO Ocak Ayı Meclis toplantısında, Hesapları İnceleme Komisyon Başkanı Yüksel Cirdi, gelir ve giderler ile ilgili meclis üyelerini bilgilendirdi. İTSO Meclisinde, Ocak ayı Eğitim ve Kalkınma Vakfı Kurucular kurulu toplantısı da yapıldı. Toplantıda, gündemdeki konular görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.

TMMOB Jeoloji  Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Rasim Can, “Deniz kumuyla yapılan binaların tereddütsüz yıkılması lazım” dedi.

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ergül Yaşar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansta konuşan TMMOB Jeoloji  Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Rasim Can, deprem ve Hatay’ın depremselliğini ele aldı. “Deniz kumuyla yapılan binaların tereddütsüz yıkılması lazım” diyen Can, bunun Hatay’ın bir başka gerçeği olduğunu vurguladı. Etüd, mukavemet ya da diğer incelemeler yerine bir başlangıç yapılmasının şart olduğunu ifade eden Can, “Şu miladı koyacaksınız: Deniz kumuyla yapılan binalar hangileri ise tereddütsüz yıkılması lazım. Çünkü gidin bakın ne bir demir kalmış, beton mukavemeti kalmış. Güçlendirelim diyorlar. Neyini güçlendireceksin?” diye konuştu.

Arsuz Belediyesi’nin katkısı ve Arsuz Turizm ve Kültür Derneği’nin evsahipliğinde düzenlenen, Arsuz Özel İnsanlar Derneği, ARİAD, GABDER, GÖZDER ile Madenli Mahallesi Yardımlaşma Derneğinin destek verdiği etkinlikte konuşan Rasim Can, yerel yönetimler, resmi kurum ve kuruluşlar ve deprem konusunda yer alan tüm mühendislik disiplinlerini deprem konusunda sorumluluğa davet etti.

Fay yasasının TBMM’den geçmesini beklediklerini de sözlerine ekleyen Can, bu tasarının yasallaşması durumunda bütün deprem bölgelerinde noktasal tespitle sakınım bandının oluşturulacağını ve oluşturulacak koruma bandında yapılaşmaya izin verilmeyeceğine işaret etti. Can, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Sakınım bandında kalan yapıların yerine kentsel dönüşüm projesiyle daha sağlıklı, teknik şartnamesine uygun, depreme dayanıklı yeni binalar inşallah yaparız.”

Hatay kesişme noktası

Marmara depremine kadar Türkiye’de depremle ilgili bir çalışma bulunmadığını vurgulayan Can, “Biz şu anda deprem öncesi dönemini yaşıyoruz. 1999 depremi bize çok şey gösterdi. Çıkan kararnameler, deprem şartnameleri uygulanıyor. Ama istenilen noktaya geldik mi? Elbette hayır” dedi. Hatay’ın jeolojik yapısıyla ilgili bilgi veren Can, Hatay’ın birinci derece deprem kuşağı içinde olduğu ve ilin değişik bölgelerinden geçen üç ana fay zonu ile kesildiğine dikkat çekti. Can, Doğu Anadolu Fay Zonu, ikincisi Ölü Deniz Fay Zonu ile Kıbrıs Dalma Batma zonuna bağlanan Antakya-Samandağ Kıbrıs Fay zonunun Hatay’da kesiştiğini ve bu faylardan herhangi birinin hareket etmesi halinde ilin tümünün olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti.

22 kent fay hattının üzerinde

Türkiye’de 22 kentin fay hakkı üzerinde kurulu olduğunun yine odaları tarafından uzman ibr heyet tarafından tespit edildiğini ve bunun bir raporla duyurulduğunu aktaran Can, bu raporların her ilin valisi ve belediye başkanıyla paylaşıldığını kaydetti. Can, “Biz çalışıyoruz, ama bizi dinleyen yok. Deprem bir doğa olayıdır, doğal afete dönderen bizleriz” diye yakındı.

Arsuz Belediyesi Başkan Vekili Şadi Sümbültepe, açılış konuşmasında konferans konusunun önemine dikkat çekerken, Arsuz Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hasan Arslan, şunları ifade etti: “6 STK biraraya gelerek böyle ulvi bir göreve gönülbirliği verdik. Bizler deprem konusunda, depremin bir afet olmadığını, depremin bir doğa olayı olduğunu çok iyi biliyorum. Ama önlemini almazsak acı gerçekleriyle yüzyüze kalıyoruz.”

Prof. Dr. Ergül Yaşar da “Deprem gerçeğini hepimiz biliyoruz. Buna göre yapılarımızı, tedbirlerimizi almamız gerekiyor ve halkımızı deprem esnasında ne yapması gerektiği konusunda bilgilendirmemiz gerekmektedir” diye konuştu.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Önümüzdeki dönem Suriyeli belediye başkanı da görülür. Önlem alınmazsa bu olur” dedi. Savaş, kendisinin de Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları üzerine konuşan Savaş, “Kılıçdaroğlu adaysa yanındayız, değilse beni de deftere yazın” dedi.

“SURİYELİ BELEDİYE BAŞKANI OLABİLİR”

Suriye’de iç savaşın başlamasıyla birlikte bölgenin ekonomik olarak da sarsıldığına dikkat çeken Lütfü Savaş, kendisinin Türkmen olduğu ve Suriye’de de Türkmen akrabalarının olduğunu söyledi.

Suriyelilerin doğum oranının Türklere oranla yüksek olduğunu kaydeden Lütfü Savaş, “Önümüzdeki dönem Suriyeli belediye başkanı da görülür” diye konuştu.

Savaş, şunları ifade etti:

“Suriyeliler Hatay’da 1556 civarında şirket kurdular. Bunun dışında 2019 seçimlerinde 13 bin Suriyeli oy kullanmıştı. 2 ay önce baktığımızda oy kullanabilecek Suriyeli sayısı 24 bin civarında olduğunu gördük. Sayın İçişleri Bakanımızın vermiş olduğu sayı 120 bin civarındaydı. Bunun beşte biri Hatay’da oy kullanacak ve muhtemelen seçime kadar da bu 30 bini bulacak. 30 bin az oy değil, biz ilk Sadullah beyle seçimde mücadele ederken 4 bin 900 oyla, sonraki seçimde 110 bin oyla kazandık. 4bin 900 oya baktığınızda büyük bir rakam değil, Oy kullanacak 30 bin kişi kimseyi tanımıyor, sadece iktidarı tanıyor. İktidar bizi getirdi onlara oy kullanırız gibi düşünceleri var. Bu nedenle rekabet konusunda bir tarafa avantaj, bir tarafa dezavantaj sağlıyor. Biz dezavantajlı konuma düşüyoruz. İktidar rakam verdiğim zaman beni mahkemeye veriyor ancak Hatay’da şu anda 450 bin civarında sığınmacı olduğu konuşuluyor. Biz belediye başkanları eğer tecrübeliyse verilen suya, atık suya ve çıkarılan çöpe bakarak sayıyı buluruz. Bunlara baktığımızda Hatay’da 450 binin çok üzerinde sığınmacı olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönem Suriyeli belediye başkanı da görülür. Önlem alınmazsa bu olur. Eskiden topla tüfekle yapılan savaşların şimdi ekonomik savaşlar, demografik yapının değiştirilmesi ile süren savaşlar ve vesayet savaşları olarak değiştiğini görüyoruz.”

Türkiye – İran hududundaki sınır duvarı bölgesinde askeri aracın buzlanma nedeniyle devrildiği kazada yaralanıp, kaldırıldığı hastanede şehit olan 2 askerden Uzman Çavuş Muammer Ay (26), memleketi Hatay’da son yolculuğuna uğurlandı.

Kaza, dün öğle saatlerinde, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki sınır duvarı bölgesinde meydana geldi.
Türkiye-İran hududundaki sınır duvarı bölgesinde, ‘Kobra’ olarak bilinen askeri araç, buzlanma nedeniyle devrildi. Kazada ağır yaralanan 2 asker, Doğubayazıt Yaşar Eryılmaz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Hatay doğumlu Uzman Çavuş Muammer Ay ile Kayseri doğumlu Ulaştırma Sözleşmeli Er Ali Arslan (27), kurtarılamayarak şehit oldu. Hataylı şehit Uzman Çavuş Muammer Ay’ın cenazesi, Ağrı’da yapılan törenin ardından memleketi Antakya ilçesindeki mezarlık kompleksine getirildi.

Burada düzenlenen törene ailesi, Hatay Valisi Rahmi Doğan, AK Parti Hatay Milletvekilleri Hüseyin Yayman, CHP Hatay Milletvekili İsmet Tokdemir, askeri ve mülki erkan ile çok sayıda vatandaş katıldı. Evli ve 1 çocuk babası olduğu belirtilen şehit Ay’ın cenazesi, ikindi namazından sonra kılınan namazın ardından Antakya Şehitliği’nde toprağa verildi.

Uluslararası sularda yerini alan ve 5 ay içerisinde 25 binden fazla yolcuyu taşıyan Hatay Deniz Otobüsü(HADO) 15 Nisan’da başlayacak yeni sezona filosunu büyüterek merhaba demeye hazırlanıyor.

ÜÇÜNCÜ FERİBOT İÇİN İDO İLE ANLAŞILDI

İDO ile yapılan görüşmenin ardından Bülent Ok, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) arasındaki sefer ve bu seferleri yapan deniz otobüsü sayısını arttırmak için KKTC ile temaslarda bulundu.

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’yı ziyaret eden HADO Genel Müdürü Bülent Ok, Hatay ile Girne ve Gazimağusa seferlerine ek olarak Taşucu-Girne seferlerini başlatma kararı aldıklarını, bu çerçevede Türkiye ile KKTC arasında gerçekleştirdikleri deniz taşımacılığında kullanılan gemi sayısının da 3’e çıkarılacağını kaydetti.

BAKAN ARIKLI: “HADO’NUN TECRÜBE VE BİLGİSİNDEN YARARLANACAĞIZ”

Arıklı, HADO’nun Hatay-Girne ve Hatay-Gazimağusa arasında yaptığı yolcu taşımacılığının, iki ülke ilişkilerine yaptığı katkı yanında KKTC ekonomisini de desteklediğini ifade ederek “Deniz taşımacılığımızı geliştirirken HADO’nun tecrübe ve bilgisinden yararlanacağız” dedi.

Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul ile de görüşen Ok, tüm konuları detaylandırmak için Bakan Arıklı’yı Hatay’a davet etti.

Sari Zeybekler Derneği Genel Merkezi, Uğur Mumcu’nun katledilişinin 30. Yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamasında aradan geçen yıllara rağmen bir türlü aydınlatılamayan faili meçhul cinayetler karşısında hala bir sonucun çıkmamasının oldukça üzücü olduğunu ifade eden Sarı Zeybekler Dernegi Genel Başkanı Nevzat Kurt şu ifadelere yer verdi :

“Ocak ayı ülkemiz için, aydınlanma ve daha çok demokrasi yolunda yitirdiklerimiz için, biz geride kalan ve mücadeleye devam edenler için, karanlık, kasvetli ve acılarla dolu bir ay…

Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Hrant Dink, Muammer Aksoy gibi değerlerimizi hep ocak ayında yitirdik…

Işığın gün yüzüne çıkaracağı karanlık işlerden, kapalı kapılar ardında yürütülen karanlık ilişkilerden beslenenler hep korkmuştur tarih boyunca aydınlardan, aydınlatanlardan.

Çünkü korkar yarınlarımızı çalanlar, çocuklarımızın gençlerimizin geleceğini karartanlar.

Bu korku öyle derin bir korkudur ki, ancak karşılarında engel gördükleri güçleri, ipliklerini pazara çıkaracak insanları yok ederek sustururlar içlerindeki canavarın kana susamış haykırışlarını.

Kanla, karanlıkla beslenenler ölüm emirleri yağdırarak, alçakça pusularda katledileceklerin ölüm planlarını yaparlar haince, sonra taşeronlarına uygulatıp hain planlarını, uzaktan izlerler yarattıkları kanlı tabloyu.

Oysa tetiği çeken elin namlunun ucundakiyle, bombayı otomobile gizlice koyan elin hedefindekiyle hiç bir alıp veremediği yoktur.

Ne acıdır ki, bu ülkede insanlar hızla birbirine düşman ediliyor, gözünü kırpmadan hiç tanımadığı birinin yaşam hakkını elinden alabiliyor.

Faili meçhul cinayetler konusunda kötü bir üne sahip ülkemizde 30 yıldır aydınlatılamamış Uğur Mumcu cinayetine karşılık O’nun anısı karşısında boynumuz eğik, ama değerlerini korumak ve yaşatmak adına başımız dimdik olmalı, hiç yorulmamalıyız, aydınlığın yolundan asla dönmemeliyiz.

Uğur Mumcu onurla, dimdik, ödünsüzce sürdürdüğü yaşamı boyunca, kalemini kimsenin önünde eğmedi.

Saygıyla anıyoruz.”