Mete ASLAN Köşe Yazıları | Hatay Haber, Hatay Haberleri https://www.hatayinnabzi.com Hatayın Nabzı Thu, 05 May 2016 17:07:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.3 İLİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN BİR OYDUR.. https://www.hatayinnabzi.com/ilin-kaderini-degistiren-bir-oydur/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ilin-kaderini-degistiren-bir-oydur https://www.hatayinnabzi.com/ilin-kaderini-degistiren-bir-oydur/#respond Thu, 05 May 2016 17:05:45 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1395 İlimizin bugün ki hali süper ligden üçüncü lige düşen takım görünümünde… Nüfus yarı yarıya düşmüş, dün ülke ekonomisinde yirmilerde iken bugün yetmişler seviyesine gerilemişse, etrafındaki iller almış başını gidiyorsa, bizler onları geriden takip ediyorsak, dışarıdan yatırımlar gelmiyor, olanlarda kaçıyorsa burada düşünme, gelecek nesiller için kaygılanmak gerekir. Bir şehrin ufkunu açacak, bir bilenler meclisi ne kadar …

The post İLİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN BİR OYDUR.. first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
ilin kaderini değiştiren bir oy

İlimizin bugün ki hali süper ligden üçüncü lige düşen takım görünümünde…

Nüfus yarı yarıya düşmüş, dün ülke ekonomisinde yirmilerde iken bugün yetmişler seviyesine gerilemişse, etrafındaki iller almış başını gidiyorsa, bizler onları geriden takip ediyorsak, dışarıdan yatırımlar gelmiyor, olanlarda kaçıyorsa burada düşünme, gelecek nesiller için kaygılanmak gerekir.

Bir şehrin ufkunu açacak, bir bilenler meclisi ne kadar aktif ise o şehir o kadar canlı ve diri olur. O meclisler yerel ve idari merkezlere yardımcı olur. Yönetenlerin yanlış yapmasını önler, şehirlerin enerjilerini boş işlere değil, hayırlı kararlar almasında rol oynarlar.

Rüzgara karşı koymaya çalışanların, enerjilerini boşa harcayan, müflis tüccardan farkı yoktur. Hesap ve kitabını bilmeyen toplumun akıbeti; hüsrandır, gözyaşı ve hicrandır.

İlimiz Karadeniz’in dört büyüğü olma yolundan uzaklaşmamalı, Samsun ,Trabzon, Ordu ve Giresun bu sahil şeridinin dört büyüğü olarak ülkemizde hak ettiği yeri almalıdır.

O zaman yapılması gerekenleri, bu kentin insanları yapacaktır. Huzuru dışarıda arayanlar sükutu hayale uğramaya mahkumdur.

Bakalım ülkemizin Anadolu Aslanlarına; Konya, Antep, Kayseri, Sivas… Hepsinde özel teşebbüs yoğunluğu mevcut, insanlar devletten çok bir şey beklemiyor , hayallerinde memur olmak yok, en iyi üniversiteyi bitirip geri doğduğu yere, babasının tezgahının başına dönme, üç kuruş kazanıp dört kuruş harcamıyor, yatırımı yata kata yapmıyor. Ağaç gölgelerinde akşama kadar dedikodu yapıp, hükümetler kurup devletler yıkmıyor, Ahmet’in Ayşe’nin dedikodusunu yapmıyor. İşini bir adım öteye götürmeye çalışıyor. Dünyaya ihracat yapmaya çalışıyor. Aza kanaat edip miskin derviş gibi post üzerinde uyumuyor. Aklı ve fikriyle ülkesine ve yaşadığı bölgesine ekonomik katkı sağlamayı bir ibadet biliyor. Bunları yaparken yılmıyor, yorulmuyor, gecesini gündüzüne katıyor. Tatil yörelerinde bir doksan uzanıp, mışıl mışıl uyumuyor, bir insana aş ve iş vermenin sevabını biliyor ve bu sevabı arttırmaya çalışıyor.

Kazandığı parasını banka faizine değil, ticaretin alın terine yeğliyor. Riski almaktan korkmuyor. Etrafındakilerde ona en büyük destek olan MORAL desteği veriyor.

Bir yörede ne kadar çok iş adamı varsa o toplumdaki ortak akılla hareket etmek o kadar fazladır. Çünkü yapılan yatırımların devamı için atılan her adım daha iyi analizlerden geçerek atılır.

Ülkemizde maalesef şehirlerin büyümesi ve güçlü ekonomileri merkezi hükümetle, iyi diyalog kurmaktan geçmektedir. Şehirler güçlü olarak etrafındaki illerin gölgesinde kalmayacak ise duygusal değil mantıklı hareket etmek zorundadır.

Her kim yaşadığı şehrin daha da geriye gitmemesi , gelecek neslin göçebe olmaması , asgari ücrette iş bulduğunda vali olmuş gibi sevinmemesi, eğitim ve öğretimde ülke sıralamasının sonlarında olmaması, stres sonucu kalp krizi ve kanser vakalarının kendine yakın olmaması, ruhsal ve fiziksel yaşamının yükselmesi için ortak aklı kullanmalı, bu şehrin menfaatleri her şeyin üzerinde tutulmalıdır.

Günlük basit hesaplar ayaklar altına alınmalı. Tüyü bitmemiş yavruların hakları korunmalı, onlara köhne ve perişan bir coğrafya bırakılmamalıdır.

Bu cennet vatanın cennet köşesi, dünyada birinci olmalı. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli, basit çekişmelere heba edilmemeli.

Bu şehir , siyasi çekişmelerin malzemesi olmayacak kadar kutsal bir toprak parçasıdır. Üzerinde yaşayan herkes bunun şuur ve idrakinde olmalıdır. Onun için de vicdan muhasebesi iyi yapmalı, gelecek nesillerin hayatlarını çalacak yanlış adımlar atılmamalıdır.

Bu , kıymeti bilinmeyen, hak ettiği yere gelemeyen güzel beldenin yarınları güzel olacaksa bu ancak yaşayanların vicdanının sesine kulak verdiği anda gerçekleşir.

O zaman haydi , memleket sevdalıları vicdanının sesini dinlesin. Üzerindeki ölü toprağı atsın.Bu ülkenin kara gün dostları etrafa güzellik ve mutluluk versin. Eski günlerin üzerine güzellikler katsın. Tekrar ülkemizin ekonomik ve kültürel hayatında ön saflarda yer alsın.

Çok şey mi istedik …. İstenilen şey senin geçmişinde olan , başardığın bir şey.

Öyleyse vereceğin bi oy kıymetli, onu mantıklı kullan ki yarınların güzel olsun

The post İLİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN BİR OYDUR.. first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/ilin-kaderini-degistiren-bir-oydur/feed/ 0
AÇILIM MASALININ SONU: HER YER AYAKLANMA, HER YER KAOS! https://www.hatayinnabzi.com/acilim-masalinin-sonu-her-yer-ayaklanma-her-yer-kaos/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=acilim-masalinin-sonu-her-yer-ayaklanma-her-yer-kaos https://www.hatayinnabzi.com/acilim-masalinin-sonu-her-yer-ayaklanma-her-yer-kaos/#respond Thu, 05 May 2016 17:04:11 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1392 Ülkemiz, siyasi iktidarın ayrıştırıcı, etnik ve mezhepsel temelli politikaları sonucu başkaldırı/ayaklanma provalarının sahneye konulduğu belirsizlik, güvensizlik, çatışma ve kaos ortamına sürüklenmiştir. Bu çerçevede Suriye topraklarında bulunan Ayn El Arap’ta süren çatışmalar bahane edilerek, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunundaki sınırlar çerçevesinde hareket etmesi gereken bir siyasi partinin terör örgütü paralelinde yaptığı çağrı ile ülke adeta savaş …

The post AÇILIM MASALININ SONU: HER YER AYAKLANMA, HER YER KAOS! first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
Hendek PKK

Ülkemiz, siyasi iktidarın ayrıştırıcı, etnik ve mezhepsel temelli politikaları sonucu başkaldırı/ayaklanma provalarının sahneye konulduğu belirsizlik, güvensizlik, çatışma ve kaos ortamına sürüklenmiştir. Bu çerçevede Suriye topraklarında bulunan Ayn El Arap’ta süren çatışmalar bahane edilerek, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunundaki sınırlar çerçevesinde hareket etmesi gereken bir siyasi partinin terör örgütü paralelinde yaptığı çağrı ile ülke adeta savaş alanına çevrilmiştir. Güvenlik güçlerine, okullara, işyerlerine saldırılar düzenlenmiş, yağmalama olayları gerçekleşmiş, bazı kolluk mensupları şehit olmuş, çok sayıda yurttaşımız da yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Öncelikle şehitlerimize ve yurttaşlarımıza rahmet, milletimize başsağlığı dilemekteyim. Bununla birlikte şu hususları da belirmekte zorunluluk görmekteyim:

1) Son yaşananlar “açılım” adı altında teröre ve terör örgütlerine verilen tavizlerin, emperyalizmin bölgesel taşeronluğuna soyunmanın doğal sonuçlarıdır. Tüm bu yaşananların, ölümlerin birinci derece sorumlusu siyasi iktidar ile ona destek verenlerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ortakları ile birlikte kumpas kurmaktan, onu itibarsızlaştırmaktan çekinmeyen iktidarın şimdi silahlı kuvvetlere sarılması içinde bulunduğu çaresizlik ve aczin bir yansımasıdır. “Analar ağlamasın” şeklindeki gayrı samimi ve popülist yaklaşımlarla teröre verilen taviz sonucunda şimdi analar daha çok ağlamakta, ülke savaşa ve iç çatışmaya sürüklenmektedir. Yine bu yaşananlardan TBMM’de yer alan ve böylesine gergin bir ortamda sorumsuzca sokak çağrısı yapan siyasi partinin de sorumluluğu vardır. Polis ve jandarmaya taş ve tokat atan milletvekillerinin bulunduğu bir yerde yaşanabilecekleri kestirememek mümkün değildir.

2) Silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü demokratik ve anayasal bir haktır. Ancak son günlerde olanları bu hakkın kullanımının bir parçası olarak kabul edebilmek mümkün değildir. Bu bir isyan ve ayaklanma provası, bir meydan okumadır ve bunun sorumlusu da siyasi iktidardır. Bu arada bugün Ayn El Arap’ta yaşananları bahane ederek sokak çağrısı yapanların, geçmişte Hocalı’da Azerbaycan Türklerine daha yakın zamanda ise Türkmenlere yönelik saldırı, katliam ve etnik temizliğe hiçbir tepki göstermemelerinin, ses çıkarmamalarının değerlendirmesini milletimize ve tarihe bırakmaktayız.

3) Ancak siyasi iktidar, suçluların telaşı ile olaylara karşı bu kez hukuk dışı veya aşırı bir tepkiyi kışkırtarak, suçu açılım ortağı terör örgütüne ve malum siyasi partiye yükleyerek sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmaktadır. Ancak bu kaçış beyhudedir, yaşanan trajedi toplumsal bellekte kayıt altına alınmıştır ve alınmaktadır.

4) Ayn el Arap’da yaşananlar, elbette ki insani olarak hepimizi üzmekte ve kaygılandırmaktadır. Ancak bunu bahane ederek üniter yapıya, Cumhuriyete, ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı bir ayaklanma teşebbüsü, demokratik protesto hakkının çok ötesine geçen saldırı ve terör eylemleri kabul edilemez. Etnik kalkışma ve isyan girişimine karşı gerekli demokratik kurallar çerçevesinde ve hukukla kayıtlı olarak gerekli önlemlerin alınması tabiidir ve gereklidir. Ortadoğu coğrafyasında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, her yapı ve gelişmenin ardında emperyalistlerin kanlı yüzleri ve ellerinin bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Bu dönemde de Ortadoğu’nun anahtarı, tıpkı Afganistan’da El Kaide’nin olduğu gibi İŞİD adı verilen kurgusal yapıdır. Türkiye’nin sınırları dışındaki bu yangına ve bataklığa girmesinde hiçbir milli çıkarı yoktur. Türkiye’nin yapması gereken, yurtta sulh, cihanda sulh ilkesi kapsamında önce iç barışı sağlamak ve ulusal bütünlüğe, sınırların değişmezliğine kararlılıkla sahip çıkmak, başka ülkelerin içişlerine karışmamaktır.

5) Her durumda, bu tür olaylara karşı alınacak ve uygulanacak önlemlerde hukuk devleti ilkesinin göz ardı edilmemesi, hukuka uygun davranılarak aşırılığa kaçılmaması, suç faili olsa dahi insan yaşamının ve vücut bütünlüğünün daima ön planda tutulması hukuk devletinin gereğidir. Bu gelişmeler, demokratik hakların kısıtlanması ve hukuka aykırı düzenleme ve değişikliklerin yapılmasına bahane yapılmamalıdır.

6) Başta siyasi iktidar (ve halen onun başı gibi hareket edenler) olmak üzere, tüm siyasi partiler ve kanaat önderleri söylem ve eylemlerinde sorumluluk bilinci ve milli çıkarları gözeterek hareket etmeli, kışkırtıcı, bölücü, tehditkâr söylemlerden kaçınmalıdır. Emperyalizmin gölgesinde ve güdümünde, devleti ve milleti terörle tehdit ederek barış ve kardeşlikten söz etmenin inandırıcı hiçbir yanı yoktur.

7) Yaşananlar bir milletin etnik, mezhepsel, siyasi açıdan bölündüğünde; yurttaşlık yerine belirtilen kimliklerin ön plana çıkarıldığında ülkenin nasıl bir cehenneme dönüşebildiğini somut olarak göstermiştir. Şu halde yapılması gereken ayrılıkların değil, ortak değerlerin ön plana çıkarılmasıdır ki bu da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Gerçekten ayrılıkları, etnik, dini, mezhepsel ve siyasi kimlikleri ikinci plana atarak ortak bir aidiyet duygusu yaratmak suretiyle emperyalizme karşı direnme imkânı veren yegâne yapı üniter-ulus devlettir ve bir millet olabilmektir. Bu yapıda diğer alt kimlikleri ne olursa olsun herkes Cumhuriyetin eşit yurttaşlarıdır.

8) Etnik, dini, mezhepsel kökeni ve siyasi görüşü ne olursa olsun tüm yurttaşlarımız, emperyalizmin oyununa ve kışkırtmasına gelmemelidir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin tahrik ve kışkırtmalara gelmeyeceğine, ülkeyi kanlı bir boğazlaşma ve iç çatışmaya sürüklemek isteyenlere inat belirtilen değerlerde birliğine ve bütünlüğüne, kardeşliğine sahip çıkacağına olan inancımız tamdır. Bu şekilde bu büyük emperyalist tuzak bir kez daha bozulacaktır.

9) Ay yıldızlı bayrağımız, hepimizin varlığının, gücünün, aidiyetimizin simgesi, birliğimizin harcıdır. Ona sahip çıkılmalı ve saygısızlığa asla izin verilmemelidir. Aynı şekilde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu ve rehberi olup, Türk milletinin ortak gurur simgesidir. O’nu gönüllerimizden, hafızamızdan silmeye, Cumhuriyeti yıkmaya, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya, milli sınırlarımızı değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

The post AÇILIM MASALININ SONU: HER YER AYAKLANMA, HER YER KAOS! first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/acilim-masalinin-sonu-her-yer-ayaklanma-her-yer-kaos/feed/ 0
METE ASLAN’DAN İLK KÖŞE YAZISI https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslandan-ilk-kose-yazisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=mete-aslandan-ilk-kose-yazisi https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslandan-ilk-kose-yazisi/#respond Thu, 05 May 2016 16:57:35 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1389 Sevgili Dostlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, uzun bir süredir yaşadığımız ortam ve son günlerde kırılma noktası seviyesine gelen siyasi duruş aklımıza şu soruyu getiriyor. Türkiye ve Yöneticileri nerede? Barış ve özgürlük adı altında terörist başına özgürlük, teröriste hürriyet, Güney Doğu’ ya özerklik konuşuluyor. Bu tür çalışmaların yapıldığı ayyuka çıkmış görünüyor. Bu güne kadar bu devletin …

The post METE ASLAN’DAN İLK KÖŞE YAZISI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
MHP METE ASLANSevgili Dostlar,

Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, uzun bir süredir yaşadığımız ortam ve son günlerde kırılma noktası seviyesine gelen siyasi duruş aklımıza şu soruyu getiriyor.

Türkiye ve Yöneticileri nerede? Barış ve özgürlük adı altında terörist başına özgürlük, teröriste hürriyet, Güney Doğu’ ya özerklik konuşuluyor. Bu tür çalışmaların yapıldığı ayyuka çıkmış görünüyor. Bu güne kadar bu devletin bu kadar kullanıldığını hayatımda görmedim. Kobani meselesini kendi meselesi yapıp dikleşenler, ama oraya girersek tek başımıza girmeyiz ha diye kıvıranlar. Dünyayı kendi basınından izleyenlere, dünya basınında yazılanları ciddiye almayanlara diyorum ki; Şu anda Dünya bizi dansöz olarak görüyor…

Bir taraftan Kobani’ ye destek ver. Öteki taraftan Kürtlerin özgürlüğünden bahset. Bana göre Işid’ e karışmamak yapılacak en doğru hareket bırakalım ne halleri varsa görsünler. Yıllarca benim insanımı katleden, kendi halkı da dahil olmak üzere acımasızca öldüren, yetim bırakan, Ekonomik düzenimizi alt üst eden, siyaseti allak bullak eden, kimin emrinde olduğu belli olmayan Pkk ‘ ye destek vermenin hiç bir anlamı yoktur. Mücadele etmemiz gereken gerçek çapulcularla müzakere ediyoruz. Hele de onur ve şerefimizin ayaklar altına alındığı bir dönemde… Hem de Vatan ve Demokrasinin önemini bilmeyenler, onu sadece yeri geldiğinde kullanılacak malzeme olarak görenler için… Ödlekler, sinsiler, hırsızlar, kahpece tuzaklar kuranlar, mertçe dövüşmekten korkanlar için… Kobani’ yi bahane ederek, kendi ülkesini ateşe verip yağmalayanlar için…

Sayın yöneticiler, son zamanlarda Boz mu, kara mı türü belli olmayan bir yılan tarafından ülkenize kafa tutulması sizin umurunuzda olmayabilir ama bizim umurumuzda… Kendi Devleti ve Bayrağı altındaki Türk Milletini bu kadar aşağılattığınız için bir vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum…

Ne şekilde olursa olsun, tavşana kaç tazıya tut mantığı ile bir ülke yönetilemez. Bu mantıkla bizi veya dünyayı aldatmaya çalıştığınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hiç kimse salak değil. Bakın sizin Suriye ile Esad’ la işiniz yoktu. Durduğunuz yerde başınıza bela aldınız. Uzun süredir Orta Doğu da tarafsız olan, global güçlerin oyununa gelmeyen bir politika izleyen Türkiye’ yi, birilerinin aklı ile veya bazı ülkelere olan vefa borcunuzdan dolayı, baharı bekleyen kumrular gibi, Arap baharının ortasına attınız. Çamurun dibine giren debelenir. Sizde aynen öyle oldunuz. Türkiye’ de diplomasiyi sıfır düzeyine indirip, yerine gizli ajan düzeni getirdiniz. Koro düzeninden yoksun her kafadan bir ses… Başbakan ayrı söyler. Reisi Cumhur ayrı. Kendi içinde ahenk yok…

Açıkça söylüyorum, bu kadar tavizin altında yatan Başkanlık sistemi hayali ise vazgeçin. Türk milleti buna asla müsaade etmeyecektir. Neden olmasın diyemiyoruz. Çünkü Türk Milletinin ve Devletinin lehine kullanacağınızdan şüphelerimiz var. Bakın bir Suriye yüzünden neler kaybetti bu ülke. Kendi vatandaşlarımızın rızkını, ülkelerinden kaçanlara yediriyoruz…

Geçenlerde İstanbul’ da bir Uygur Türkü ile karşılaştım. Babayiğit, delikanlı bir genç. Abi dedi; Çinliler her gün bizleri katlediyor. Hürriyetimiz gitti elimizden. Sırf Türk ve Müslüman olduğumuz için zulüm ediyorlar. 0 anlattıkça benim içim parçalandı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti Devletinden en küçük bir diplomatik hareket veya siyasi bir girişim görmedik diyor…Bu mu yani… Türkiye Cumhuriyeti bu olamaz. En zayıf zamanında bile bu değildi… Ya bizim Irak’ ta kaybettiklerimiz, Türkmenlerimiz… Mısır, Yemen için dünyayı ayağa kaldırdınız… Bu nasıl bir Türk düşmanlığı anlamış değilim. Ama biz onları feda edemeyiz… Hiç unutmayın ki bu aziz milletin değerleri, inançları, birliği, beraberliği, binlerce yıldan gelen asaleti vardır…

Tutturmuşsunuz Işid, Pkk, Suriye… Unutmayın ki bu özdür sizi orada tutan…Türk milletinin onursuzlaşması, aşağılanması sizin de işinize gelmez. Kendisini azınlık olarak hissetmeye başlayan toplumlar en sonunda bir yerden patlar… Önce Türk milletini düşünün…

Bir Türk vatandaşı olarak, Türk Milletinin Milli ve manevi değerlerinin korunduğu, Atatürk’ ün kurduğu bağımsız, Cumhuriyet esaslarına bağlı bir devlet, Bayrağı dik, şerefli ve haysiyetli, bir o kadar

kardeş ve komşusuna saygılı, kız alıp vermeye devam eden insanların yaşadığı, eski günleri arıyorum ve o günleri geri istiyorum…

İnanın suskunluğumuz korkumuzdan değildir. Tek korkumuz ayağa kalktığımızda tekrar oturmayı beceremediğimizdir… O anda Dünyada ve bölgede neler yapabileceğimizi, nasıl durdurulamaz olduğumuzu, Tarihimizi okumuş olanlar bunu iyi bilirler… Şu anda bizi yönetenler, Kabul ettiğimiz Başbakan ve Reisi Cumhur bilsinler ki onların bu görevlerde olmalarının yegane sebebi yukarıda belirttiğim hayalimi/ hayalimizi hayata geçirmeleridir… İktidar olmanın temel koşulu, o ülkede yaşayan vatandaşın ortak memnuniyetini tesis etmektir.

Saygılarımla

Mete ASLAN

The post METE ASLAN’DAN İLK KÖŞE YAZISI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslandan-ilk-kose-yazisi/feed/ 0
METE ASLAN KÖŞE YAZISI https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslan-kose-yazisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=mete-aslan-kose-yazisi https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslan-kose-yazisi/#respond Thu, 05 May 2016 16:54:48 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1386 Sevgili Dostlar, Geçenlerde Tv’ de izledim, Ankara Barosu seçimlerinde oyunu kullanmaya giden emekli savcı Nuh Mete Yüksel’ e saldırdılar. ( Ankara barosunu takip ediyorum. Yaşanan bu hadiseye olan tepkisini merak ediyorum.) Kim bunlar biliyormusunuz? Kendilerini Hukukçu zanneden “gugukçular”… Yahu sevgili gugukçu, herkes senin gibi düşünmek, senin yanında, emrinde olmak zorundamı? Nasıl bir tahammülsüzlük bu? Benden …

The post METE ASLAN KÖŞE YAZISI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
METE ASLAN KÖŞE YAZISI

Sevgili Dostlar,

Geçenlerde Tv’ de izledim, Ankara Barosu seçimlerinde oyunu kullanmaya giden emekli savcı Nuh Mete Yüksel’ e saldırdılar.
( Ankara barosunu takip ediyorum. Yaşanan bu hadiseye olan tepkisini merak ediyorum.)

Kim bunlar biliyormusunuz? Kendilerini Hukukçu zanneden “gugukçular”… Yahu sevgili gugukçu, herkes senin gibi düşünmek, senin yanında, emrinde olmak zorundamı? Nasıl bir tahammülsüzlük bu? Benden değilse dövün mantığı bir hukukçuda değil olsa olsa gugukçuda olur… Bir Hukukçuya Adaleti, kanunları, hakkaniyeti sorabilirsin ama bir gugukçuya asla…

Sayın Baro Başkanları; Çok iyi bilirsiniz ki, şahsi çıkarlar ve ideolojiler için hukukçuluk yapılmaz. Sizin asli göreviniz, Hukukçu ile gugukçuyu ayırmaktır. Sözünü ettiğim gugukçuların kartvizit logolarında gördüğümüz terazinin bir kefesinde gizlice konulmuş bir ağırlık vardır. O ağırlığı yok etmediğiniz müddetçe teraziniz şaibeli olacaktır.
Ve bu tür durumlarda sizlerden Adalet bekleyen masumun, mazlumun ve saldırılan normal vatandaşın gözünde güvenirliğinizi kaybedersiniz…
Sayın İktidar yetkilileri; Bu mu sizin demokrasi ve Adalet anlayışınız? Size de soruyorum… Hukuk mu guguk mu? Cevabınız hukuksa, demokratik haklarını kullanarak oyunu kullanmaya gidenlerin çirkin saldırılara maruz kalmasına seyirci kalmayın. Eğer hukuksuzluk, adalet savunucularının seçiminde cereyan ediyorsa, bu ülkede hukuk adına ters giden bir şeyler vardır…
Sayın Hakimlere sesleniyorum; Dünyada hiçbir bitki, başka bir bitkinin meyvesini vermez. Kök neyse odur. Eğer o kök sağlamsa ceza evinde de sağlamdır, dışarıda da…Sağlam kökler nerede olurlarsa olsunlar mutlaka bir dal verecektir. Ve bu dal, kendilerini toprağa gömmek isteyenleri gömmeğe yetecektir… Sizler inançlı ve dürüst olduğunuz, adaleti tesis ettiğiniz müddetçe bu ülkede saygı ile anılacaksınız…
Ben, tüm ailem gibi bir hukuk sevdalısıyım. O kadar ki, bu sevda beni 70 yaşında hukuk Fakültesine sevk etti. Hem mutlu hissetmek için, hem de ardımdan gelecek genç nesillere örnek olmak için öğrenciyim şu anda… Eğer ben bu yaşta hukuk’ a ve adalete olan ümidimi, umudumu kaybedersem, o genç insanların bu şerefli mesleğe bakış açısını tasavvur dahi etmek istemiyorum…
Diyorum ki; Hukuk’ a evet… Guguka hayır…
Çünkü Hukuk: Adalet, Demokrasi ve eşitlik demektir. Birey, toplum ve devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir…
Guguk ise: Guguklu saat gibidir. Sahibi tarafından ayarlanır. İstenildiği zaman öter! Zaman içinde bozulur çöpe atılır. Yerine yenisi konulur…

Saygılarımla
Mete Aslan

The post METE ASLAN KÖŞE YAZISI first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/mete-aslan-kose-yazisi/feed/ 0
ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ https://www.hatayinnabzi.com/ataturk-ve-turk-milliyetciligi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ataturk-ve-turk-milliyetciligi https://www.hatayinnabzi.com/ataturk-ve-turk-milliyetciligi/#respond Thu, 05 May 2016 16:53:23 +0000 http://wp.hataytr.com/?p=1383 Sevgili Dostlarım, Millet kelimesi Türk diline Arapçadan geçmiştir. Ancak, Arapçadaki millet anlamı ile bugün anladığımız milletin anlamı aynı değildir. Arapçadaki millet, din birliği çerçevesinde birbirlerine bağlı insan topluluklarını ifade etmektedir. Bugün Batı dillerinde kabul gören modern anlamda milletin tarifi ise, Fransızca “nation” kelimesinin karşılığı olarak aynı kökten, aynı soydan gelen ve ortak bağları olan insan …

The post ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

Sevgili Dostlarım,

Millet kelimesi Türk diline Arapçadan geçmiştir. Ancak, Arapçadaki millet anlamı ile bugün anladığımız milletin anlamı aynı değildir. Arapçadaki millet, din birliği çerçevesinde birbirlerine bağlı insan topluluklarını ifade etmektedir.

Bugün Batı dillerinde kabul gören modern anlamda milletin tarifi ise, Fransızca “nation” kelimesinin karşılığı olarak aynı kökten, aynı soydan gelen ve ortak bağları olan insan topluluğu şeklindedir.  Diğer taraftan Türklerde, milleti sosyal bir gerçek olarak ilk defa analiz edenlerden,  Ziya Gökalp’ de milleti meydana getiren temel faktörlerin ırk, kavim, coğrafya olmadığını ifade etmiş milletin; dilce ahlakça ve güzellik duygusu bakımından müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden oluşan topluluk olduğunu belirtmiştir.

Bir milletin meydana gelmesinde, toplumdaki fertlerin arasında, kültür birliği, gönül birliği, ülkü birliği, birlikte yaşama ve ortak tarih şuurunun var olması gerekmektedir. Kısacası milliyetçilik kişinin milletini sevmesi, milletine güven duyması ve onun varlığını kanıyla canıyla savunmasıdır.

Türklerde millet ve milliyet kavramları çok eski tarihlerden itibaren var olmuştur. Tarihte ilk defa Türk boylarını bir bayrak altında toplamayı başaran ve Türk destanlarında Oğuz Han olarak geçen Mete ile birlikte Türklerin milli birliklerini millet şuuru içerisinde kurdukları bilinmektedir. Yine Türk milliyetçiliğinin yazıya dökülmüş belgeleri olarak kabul edebileceğimiz Orhun abidelerinde de millet, milliyetçilik hatta Türk birliği fikrini açıkça görmek mümkündür. Bu belgelerde “Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye babam İlteriş Kağanı, anam il Bilge Hatun’u Tanrı tepesinden tutup yukarı kaldırmıştır” denilmektedir.  “Türk milleti yok olmasın” sözleri yaklaşık 1300 yıl öncesinde de Türklerde milliyet duygusunun var olduğunun delilidir.  Yine aynı kitabelerde yer alan Bilge Kağan Yazıtı  “Ey Türk Oğuz Beyleri! Bu sözümü iyi işitin! Üstten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe biliniz ki, Türk milleti, Türk yurdu, Türk devleti, Türk töresi bozulmaz. Ey ölümsüz Türk milleti! Titre ve kendine dön!“ denilmektedir. Bu hitapta Türk milletinin dünya var oldukça yaşayacağına olan inanç açık bir şekilde ifade edilmektedir. Türk tarihî açısından çok önemli olan bu belgelerde şu ilkeleri de açıkça görmek mümkündür.

1. Türk milletinin üstünlüğüne, yüceliğine inanma ve iftihar ilkesi

2. Türk’ü Türk yapan özelliklerin korunması, milli geleneklerin muhafazası ve taklitçilikten kaçınılması ilkesi

3. Türklerin bölünmemesi ve Türk birliği ilkesi

4. iktidarın ve yöneticilerin millete hizmet için var olduğu ilkesi

Milliyetçilik ülkelerin istiklal temini ve aynı zamanda demokratik idare tesisi gayretlerinin de kaynağı hatta temel taşıdır. Bu yüzden Türk Milli Mücadelesi’ nin milliyetçi özelliğini göz ardı etmek imkansızdır. Türk Milli Mücadelesi’ni, Batı devletlerinin sömürgecilik ve kolonizasyon ihtirasına karşı doğuda belirmiş büyük çapta milliyetçi bir hareket olarak değerlendirmek mümkündür.

Milli Mücadele Türk milletinin yenilmez kuvvet ve iddialarını göstermektedir. Milliyetçilik her millette olduğu gibi Türk milleti için de ayakta durmanın şartı olmuştur. Nitekim milli mücadelede Tarihin belki de en zor şartları içerisinde Türk halkını kuvvetli düşmana karşı ayakta tutan ve mücadele ettiren azim ve inancı bu milliyetçilik ruhu içerisinde değerlendirmek gerekir. Milli Mücadele tarihi boyunca Birinci Büyük Millet Meclisi çağdaş anlamda milliyetçiliği ön planda tutmuş tarihinin hiçbir gününde, hiçbir kararında ırkçı bir uygulama yapmamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde hünerle idare edilen ülkenin bağımsızlık savaşı diğer tüm duygu ve idelojilerden farklı olarak vatanseverlik, vatanı işgalcilere karşı korumak duygusunu işleyerek halkın desteğini harekete geçirmiştir.

Cumhuriyetin bu ilk yıllarındaki milliyetçilik anlayışı ve Atatürk’ün milliyetçilik uygulamaları üzerinde çalışmalarda bulunan çeşitli araştırmacılar, bu anlayışın temel özelliklerini şu şekilde belirtmektedir:

1. Milli birlik ve bütünlüğe büyük önem verir.

2. Sınıf kavgasına karşıdır,

3. Gerçekçidir ve vatan kavramına dayanır,

4. Saldırgan değil barışçıdır,

5. Irkçılığa karşıdır,

6. Milliyetçiliği reddeden akımlara karşıdır,

7. Laiklik ilkesi ile bağlantılıdır,

8. Millet egemenliği ilkesiyle bağlantılı ve demokrasiye yöneliktir.

Türk Milleti’nin vatanına olan sevgisi ve bağlılığı tarihsel bir gerçektir ve milletimizi diğer milletler arasında üstün kılan en asil özelliklerden birisidir. Bununla birlikte her Türk, milletinin menfaatlerini kendi menfaatlerinden, milletinin geleceğini kendi geleceğinden üstün tutan bir anlayışa, derin bir millet sevgisine sahiptir. Türklerin, diğer tüm milletlere örnek olması gereken vatan ve millet sevgisi, bize şanlı tarihimizin en önemli miraslarından birisidir ve Türk Milleti için kutsal değerlerdir.

“Bize milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle teţrik-i mesai eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerinin icabatını tanırız. Bizim milliyetperverliğimiz herhalde hodbinane ve mağrurane bir milliyetperverlik değildir.”

Mustafa Kemal Atatürk

 

Bu vesile ile Ülkemizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü ebediyete intikalinin 76. Yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.

Saygılarımla

Mete Aslan

The post ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ first appeared on Hatay Haber, Hatay Haberleri.]]>
https://www.hatayinnabzi.com/ataturk-ve-turk-milliyetciligi/feed/ 0